Her insanın kendisi ile başbaşa geçirdiği anlar vardır. Bu anlara sahip olmak aslında kendi iç dünyamızla bedenimizin bütünleştiği zamanlardır. Bunu bazen olumsuz ve negatif enerjilerle depresyon gibi algılayabiliyoruz fakat aslında öyle değil. Sadece bunu nasıl yönetecegimiz konusunda yeterli değiliz. Şöyle ki ; Bir kafede , bahçede ya da evinizin bir odasında tek başınıza kaldığınızda neler yapıyorsunuz ? Müzik dinlerken , kahve içerken vs. Aklınızdan neler geçiyor ? Kafanızdan geçenleri unutmayın lütfen burası çok önemli. 🙂
Aklınızdan geçenleri hemen önce bir kontrol edin. Neler düşünüyorum ve düşündükçe duygularımdaki değişmelere ne sebep oluyor ve nasıl bir tepki veriyorum?
Düşündüklerinizi ve hissetlerinizi bir kağıda yazın. Mutlu, üzgün , kızgın, kırgın o an ne hissettğiniz hiç önemli değil sadece yazın. Bunlara sebep olan ilişki, iş , ders, aile … gibi durumlarınızı belirleyin ve o an ki duygunuzun kaşısına yazın. Daha sonra kendinizle az ya da çok önemli değil konuşmaya çalışın, ama mutlaka konuşun. Elinize hatta bir ayna dahi alabilirisniz. Aynada siz varsınız ve kendinizle konuşuyorsunuz ne kadar tuhaf olur değil mi .. (merak etmeyin delirmiyorsunuz.)
Kendinizle konuşmak hele ki bir aynaya bakıp gözlerinize bakarak konuşmak böyle bir durumda daha etkili olacaktır. Sorunları belirlediniz mi ? Evetse süper değilse zamana bırakın ve acele etmeyin.
Kağıdı alın geçin aynanın karşısında , okuyun bir degerlendirme yapın kendi içinizde. Bazı zincirlerinizin kırılma vakti gelmiş geçiyordur belki de. Yazmak çok güzel bir araç , ayna ise gözlerinizi görmek için mükemmel bir icat…
Kendinizden kaçmayın. Olmanızı istedikleri kişi değil siz olun, kendiniz olun.
Siz mutluysanız evrende mutlu ve umutlu…
” İki tane kurt varmış ve sürekli kavga ediyorlarmış.Biri karanlık ve umutsuzlukmuş. Diğeri ise aydınlık ve umutmuş. Hangisi galip gelmiş ?Hangisini besliyorsak o galip gelir.” (Alıntı)