Koğuş kapısı açıldı ve üst aramam yapılıp içeri alındım. Selam verip boş tabureye oturdum içerde iki kişi masada oturmuş çay içiyorlardı bahçede ise voleybol oynayan bir kaç kişi vardı. Geçmiş olsun dileklerinin ardından banada çay verildi ve sessizce çayımı içip etrafı izledim. Bahçe kapısından içeri girenlerden birisi koğuş sorumlusuydu ona yapılan muameleden belliydi terli terli masaya oturup çay istediler onlarda bana geçmiş olsun dediler saoğolun demekle yetindim . Koğuş sorumlusu beni oturduğu masaya çağırdı adım nereli olduğumu nerde oturduğumu ne iş yaptığımı şuçumun ne olduğunu ve daha bir çok şey, ben ise sanki sorguya çekilen tutuklu gibi ne sorulduysa cevap verdim. Hiç tanımadığım bu insanlara aynı ortamda bulunup tüm özelini anlatmıştım. Bir kişi dikkatimi çekmişti genç biri benimle aynı yaşlardaydı Sinop tan hastanesi için gelmiş cezası çok uzunmuş ve suçu cinayetmiş ve bu kişiye başka hürmet vardı cinayet mahkumlarına ayrı özen varmış ne garip…
Akşam yemeği vardı benim için tabak kaşık verildi ve yiye bileceğim kadar alıp masada yedim yemek ve çay işiyle meydancı dedikleri biri ilgileniyor tabi ücret karşılığında, koğuş sorumlusu beni üst kata çağırdı yatacağım yeri gösterdi ve aşağı indi. Yatak berbat battaniye ise leş çok kötü kokuyordu ama günün verdiği yorgunluk stres beni çok yormuştu yatağa uzandım ve ağlamaya başladım hemde hiç ağlamadığım kadar ağladım kolumla ağzımı kapadım ve hüngür hüngür ağladım göz yaşlarımla pis yatak ıslanmıştı …
Aklıma ailem ve kardeşlerim gelmişti burda ne işim vardı? niye burdayım? Sen naptın Vedat diye kızıyordum kendime . Uzun süre ağladım yukarda tek başımaydım diğerleri aşağıda TV izliyordu koğuş küçüktü ve 7 kişiydik akşam yat sayımında gardiyan bizi koyun gibi sayarken öğrenmiş oldum. Sabah 8 de tekrar beni uyandırdılar yine sayım varmış gardiyan bizi sayıp çıktı ben de tekrar yatağıma çıktım kahvaltı için çağırdılar sağolun deyip battaniyemi üzerime çektim. Bir geceyi sağ salim canıma kıymadan geçirmiştim yine ailemi düşünürken uykuya daldım ve öğlene doğru beni uyandırdılar kalk yemek ye diye yeni olduğum için herkes mesafeliydi bana Mustafa hariç o biraz yakın olmaya çalışıyordu bana teselli verip kafamı dağıtmama yardım ediyordu. Cezaevi yemeği çok değişik bildiğimiz yemekler ama ben yemekte zorluk çektim yağından mı suyundan mı bilmiyorum… Yine bahçede voleybol oynamaya başladılar bahçe çok küçüktü 6 kişi oynuyordu ben ise camdan onları izliyordum . Gözüm onlarda aklım dışarda … Mustafa beni çağırdı sen gel oyna ben çıkıyorum dedi koğuş sorumlusu hayır olmaz o daha yeni geldi bahçeye çıkmasın dedi. Psikolojik baskının başka yöntemi . Koğuşa sıcak su öğlen 2 de veriliyor bir saat sonra kapatılıyor koğuş sorumlusu kovaları sıcak su doldurmamı istedi tabi emrivaki sözlerle bende dediğini yaptım ayağımdan rahatsız olmama rağmen …