Ne tuhaf değil mi insanın kendine bile itiraf edemediği duyguları, korkuları var ve onlara bazen bir şarkının can alıcı nakaratında veya bir kitabın unutulmuş sayfalarındaki saklı bir cümlede denk geliyor. O an bir duraksıyor kendisinin ne olduğunu korkularının neler olduğunu görüyor. Acı dolu bir gülümseyiş kaplıyor suratını, kendine gelişin bir sinyaldir o gülüş. Mesela o gülüşten sonra fark edişler başladığı gibi kabullenişler de başlar. Sonrasında ise, o duyguları tekrar bir rafa kaldırır, yeni bir uyarının o duyguları canlandırmasına kadar paslanmaya bırakırız.
Ne de olsa hayat devam ediyor değil mi? tüm olaylara tüm yaşanmışlıklara rağmen devam ediyor. Çok büyük bir acı yaşıyorsun ama o günün sabahında ayıp değilmiş gibi bir de güneş doğuyor. Ne acını yaşamana izin veriyor ne de tamamen arkanda bırakıp yoluna devam etmene..
Hayat kalbi güzel olanlar için bir cehennemdir ve güçlü bir hafıza da en büyük deliliktir. Varsın deli olalım varsın dünya cehennemimiz olsun bu hikayede kaybeden sadece biz olmuyoruz. Unutmak en büyük intikam olsa da unutmuş gibi yapmak da en büyük eziyettir. Ha birde yastığa başımızı koyduktan sonra vicdanın rahat olması var işte o da bizim gururumuz olsun. Onurlu bir gururun onursuz bir intikamdan çok daha sahici olduğu aşikardır..