Sen hiç olmayacak bir şeyi hissettin mi? Ya da körü körüne bir hissin peşinden gidip hiç pişman olmayacak gibi yaşadın mı? O hissin büyüklüğünü ,seni içine her gün daha çok çektiğini , bile bile yanmaya devam ettin mi?
Ruhumun aynası sende biliyorum, ve ben bu bağı koparamıyorum. Avcumun içi gibi bildiğim kalbin nasıl da yakıyor canımı iyice şaşırıyorum. Tanısan severdin belki, ya da öğrenirdin sevmeyi ,ay ile bezenmiş bir gecede. Hiçliği gördüm sayende.
Hiç bir şey olamadan çiçekler de açtı kalbim de hem nasıl dayansın ki neşene. Sesin hep o hissin içinde bekle diyor güzel günler gelir senin içinde. Biz seninle bu kadar aynıyken nasıl da kaldık ayrı kalplerde. Bir boşluk ki nefesin gerekiyor her hücreme iç sesim senin melodinde.
Dur ,dur bir köşede hissizliğin tüm hisleri üzerimde. Korkmuyorum artık bu sevgisiz şehirde. Vazgeçemiyorum hiçliğin hislerinde.
Özlüyorum seni bu çıkmaz gönülde sevda uzak değil ki artık bize. Bekledim seni o gece belkilerim hala belkilerim de..
Bir fotoğraf bile yok, olamamışlığın olduramayanlarından sesleniyorum bu gece, görüyorum hislerini en derinlerin de. Gün sonu ya da gün doğumu bekliyorum bu evde. Şiirim şiirine karışsın. Vedasız bir gidişle, vefalı bir gönülle, gelişini kıskanasın tüm papatyalar bu mevsim de.
Son mektup zehirini içtiğim o şarmaşık hiçliğine…