Ben küçükken seni hep kahramanım olarak görürdüm. Sen benim Süpermen’im , Örümcek Adamımdın. Her akşam odamın kapısını açık bırakırdım. Çünkü bilirdim ki sen geleceksin eve. Geldiğini duyabilmek, sana hoş geldin diyebilmek için hep bir açık kapı bırakırdım.
Kimi zaman çekinirdim senden. Çünkü çok ağır başlıydın. Etrafa ciddiyet saçardın sen geldiğinde. Her baktığımda dik yürüyüşün, heybetin, konuşman hep beni etkilerdi. Severdim de ben seni. Bakma çekindiğime. Çok severdim hayatımdaki en ufak ayrıntıları bile gelir sana anlatırdım ben. Dinlemezdin beni. İşten, kıraathane den gelmiş olurdun. Kurulurdun televizyonun başına…
Günler hep bu şekilde geçerdi işte. Hep senin gelişini beklemek ile geçen akşamlar. Ve yine başım okşanmadan, aferin denmeden biten geceler.
Evet ya iyi oldu hatırladığım. Sahi neden hiç okşamadın başımı ? neden aferin demedin bana ? hep aşağıladın, ezdin, herkesin içinde. Hatırlıyor musun benim lise 1 de getirdiğim zayıfları görünce akrabalara anons ettiğin o günleri ? evet bunu benim derslerime özen göstermediğim için yaptığının farkındayım. Ama getirdiğim belgelerden sonra da bu değişmedi ki. Cebime koyduğun 1 mavilik miydi bana gösterdiğin sevgi. Sana göre öyleydi belki de. Bilmiyordun sen sevmeyi. Ne zaman sevdin ki sen bizi. Sevsen gitmek için elinden geleni yapmazdın. Sevsen biz senin gitmene izin vermezdik.
Hatırlar mısın karşıma geçip ettiğin onca lafı. Gözümden akan yaşları çuval dolusu paralar kapatabilecek mi sanıyorsun ? ki kapatsa bile sen o parayı bizden almak için uğraşıyorsun yıllardır. Söylediğin sözler yetmez sana tabi. Hep en ağırını söylersin sen. Benim çocukluğum tuğla duvarlar arasında geçti. Sebebi sensin. Her şeyin sorumlusu sensin. Yaşayamadığım çocukluğumun, bana tanımadığın imkanların.
Maddi durumumuz güzel olmasına rağmen sen bana fazla gördün tertemiz bir bisikleti. Kimi zaman aldın getirdin e büyük kumandalı arabaları. Beni tekrardan aşık ettin kendine. Kahramanım derdim okulda da. Hep övgü ile bahsettim senden yıllarca. Oysa nerden bileyim onları yapma amacının gözümü boyamak olduğunu. Zaman işte. Geç anladım ben seni.
Neden değiştin peki ? bizden daha mı çok sevdiler seni ? daha mı çok önemsediler ? öyleyse bile sen nasıl gördün ki onların sevgisini. Daha benimkini görememişken.
3 yıl oldu sen evden gideli. Biliyorum bu 3 yılda biz seninle görüştük. Kimi zaman bir kafe de, kimi zaman sahilde. Kimi zaman da öyle yol ortasında bir yerlerde. Hatırlıyorsun dimi hiç gelmeyeceğim evini beraber dizdiğimizi. Nereden bilebilirdim ki o evde başka çocukların sana baba diyeceğini.
Şimdi sen gittin biz özgür kaldık. İstediğimizi yapıyor, istediğimiz şekilde yaşıyoruz.
Yine de hep bir eksik benim içim. Çünkü ben seni tanıyamadım Baba. Seni öğrenemedim. Sen kendinle bana o yakınlığı vermedin çünkü. Hep dışarıdan birisi oldun sen benim için. Hep bir başkası oldun. Hiç Babam olamadın sen benim. Hiç Babam olmadın.