İnişli çıkışlı hayatlar hepimizinki karşılığı olmayan sevgiler, güvensizlikler, hayal kırıklıkları, beklentiler, içimizde susmak durmak bilmeyen umutlar, yaşadığımız kayıplar… Bir insan bunlarla tek başına nasıl mücadele eder? Derdi veren dermanı da verir demişler dermanımız da yok artık. Ordan oraya sürüklenip duruyoruz düşüyoruz kalkıyoruz bazen kalkamadığımız da oluyor tabi.. Tutunacak dal aramaya başlıyor insan bulunca o dalı daha doğrusu bulduğunu sanınca her şeyini tüm gerçekçiliğiyle gösteriyor. Tek bir kişi için yeri geliyor her şeyden kendinden bile vazgeçiyor. Sırf kalkabilmek için, içindeki duyguları kaybetmemek için. İçiniz yanarken başkasının gönlüne su tutmaya çalıştınız mı hiç Bir insanı unutmaya çalışırken bir yandan da her şeyi beraber yapıp anılar biriktirdiniz mı ? Kalkmak için tutunduğunuz insan farkında olmadan sizi daha da yerin dibine attı mı hiç? Kendinize olan saygınızı onun yüzünden kaybettiniz mı? Yağmurun altında kendinizi yerden yere savururken,içiniz kan ağlarken acaba iyi midir düşündünüz mü hiç siz iyi değilken? Geçtiğiniz her sokak, dinlediğiniz her müzik, okuduğunuz her kitapta onu buldunuz mu? Gitmek isterken bir adım bile atamadığınız? Her gün can çekişip ölmediğiniz bir gün oldu mu hiç? Koşarak sarılmak isterken ona bir cümle bile konuşamadığınız oldu mu? Bi tek o iyi gelirken size onun hiç gelmediği oldu mu? Kendinize sözler verip tutamadığınız Kalbinizi aklınızı mantığınızı o bitmek nedir bilmeyen umudunuzu susturamadığınız oldu mu hiç? Tutunduğumuz dal parçası bizim katilimizdi. Biz onları yaşatan kendimizi öldüren insanlardık vazgeçmek nedir bilmeyiz ama Kaybetmek nedir adımızdan daha iyi biliriz sevmenin gücüne inanırız ondandır bu hallerimiz Bu dünya bizler için cehennem. Yerin dibi de evimiz. Ama canımızı yakan bizi bu hale düşüren insanların yerinin kalbimiz olması.. Kalbini söküp atmayı istediniz mi hiç?
Hiç?
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum