Hevesler Kursakta Kalmamalı Hayatta

Kaynak belirtilmedi

BİR KESİM VAR:

Hayatın her bölümünde muhakkak denk gelinen bir kesim var, bu kesimin tek amacı yalnızca gençler hakkında ofansif, kötü yorumlar yapmak, pırıl pırıl bir gencin üzerine çamur atmak, onun dışında ülke yararına bir iş yaptıklarını ne gördüm ne duydum, günün belli saatlerinde otobüste, trende veyahut parklarda görülen bu kesim, kendilerini bir baltaya sap olmuşçasına yanlarındaki kişiye lanse edip “Biz aslında bu gençleri yağmurlu havada bahçelere göndermeliyiz, narenciye, salatalık, domates toplayıp, biraz ekim yapsınlar, akılları başlarına gelsin.” gibi, benzeri ithamlarda bulunurlar.

Tek amaçları teknolojinin içine doğmuş olan Z kuşağının üzerine, kendi omuzlarındaki “işe yaramamazlık” yükünü yıkmak olan bu kesimden, benim beklentim bir hayli düşük, en belalı bir gencin bile gelecekte güzel yerlere gelme ihtimali, karşılaşacağı insanlara bağlı olduğundan ötürü belki bir şekilde kendilerini parlatma ihtimalleri halen daha vardır ancak bu aşağılayıcı, suçlayıcı, ailenin yaramaz çocuğu tavırları sergileyen kesimin belli başlı üyelerinin, her hangi bir aylık veyahut günlük işte bile düzgün şekilde çalışacağına inanmamaktayım, zira bu tarz insanlar genelde böyle işlerin gediklisi konumunda da olmaz, nerede kolay, fazla efor istemeyen bir iş varsa orada seyir ederler onlar.

ASLINDA DİLEKLERİ İYİ (SAYILIR):

Geçmişte yaptıkları hataları da bahane göstererek gençlerin gittikleri yolun yol olmadığını savunan bu insan grubunun aslında niyetleri iyi sayılabilir, sebebiyse kendi yaptıkları hatayı, yeni neslin gençlerinin yapmasını istememeleri. Ancak bunu bu şekilde aşılayamazlar ki onlara.

Onların anlayacağı dilden, realist bir bakış açısı eşliğinde hafif pohpohlama eşliğinde yüzlerine yerleştirmek üzere arkalarında beklettikleri “Gerçeğin tokadı” gençler için yeterli olacaktır kesinlikle.

SİZE DE BAĞLI:

Neticede her şey onların elinde, bir genç, olanaklı bir şeyi istedikten sonra, gerçekleştirmemek için yalnızca tembel olmalı, yoksa elinde sonunda hayallerine ulaşır, avam bir çaba da istenmiyor sizden, yalnızca çalışın, vaktinizi 3 e bölüp birini yemeye birini eğlenmeye öbürünü de uykuya ayırıyorsanız eğer siz zaten bırakın o kesimin bir şey demesini, onlar sussa bile siz kendiniz bir halt olamazsınız ki.

4 e bölünen bir vakitte eğlenceye ve uykuya ayrılan zamanın kısımlarından biraz fedakarlık edilip, sağlam bir çalışma düzeni oturtursanız hayatınızı mükemmele yaklaştırabilirsiniz, zor ve meşakkatli bir yolun ardından zafer sancağını kapıp dağın zirvesine kendi ellerinizle dikmek şahane olmaz mıydı?

SAYGI ÇERÇEVESİ ÇOK ÖNEMLİ:

Ben henüz yirmili yaşlarının başında olan bir gencim, kendimden küçüğümden de büyüğümden de tek beklediğim şey saygı. Balyalarca para veyahut hediye beklentisine hiçbir zaman girmedim, alan taraf genellikle ben oldum bana alınmasa dahi almaya ara vermedim, huyum kurusun ki bu hep böyle oldu.

İnsanların cimriliklerini ve saygısızlıklarını da bu sebepten ötürü asla anlamadım, para dediğimiz şey günlük hayatımızın en önemli araçları arasında ikinci sırada, birinci sırada ise önceden evimize girmek için kullandığımız anahtar varken artık gün boyu elimizden düşürmediğimiz telefon bulunuyor. O kesimin de gençlere vurgusu genellikle telefon yönünden yapılmakta ya zaten, keza bir gencin elinde telefon olması kadar doğal bir şey olmadığını, zihninin düşünme işlemini tamamlamadan cümle kurmaya başlayan alelade bir insana biz, nasıl anlatabiliriz ki.

Bizi dinlemeyeceği o kadar bariz olan bir insana çene yormak, sırf ondan yaşça küçüğüz diye bize üstten konuşmasına müsaade etmek, elbette kendini bilen her Türk genci, hatta Dünya üzerinde bulunan gençler arasında kendini bilenlerin hepsi, kişisel alanına veyahut ailesine yönelik saldırı tipinde bir ahlaksızlık yapılmadığı sürece, karşısındaki büyüklerine muhakkak saygı gösterir, aynı şekilde de karşı taraftan aynı saygıyı beklerler.

Bu saygı konusunda benim aklımın pek almadığı bir nokta var ki bu noktada genelde bireysel düşünmekteyim, yaşça büyük olmasına karşın hayatta herhangi bir başarı yakalamamış olan bir insana sırf yaş olarak küçük olduğumdan dolayı saygı göstermek zorunda olmak, bence bir sorun değil lakin haddini aştığı zamanlarda maruz kaldığım hakaretler sebebiyle kendimi savunmaya hakkım olmalı, yalnızca kendim için söylemiyorum bunu, bütün gençlerin, kendilerini savunmaya hakları olmalı.

Biliyoruz ki insanların bir kısmı yaş kavramını artık silah haline getirmiş ve “Sen benden küçük değil misin? Haddini bileceksin!” gibi sert, hatta dilimin varmadığı daha sert söylemlerde sıkça bulunabiliyorlar.

Yaşa inanırım, yaştan ötürü saygı gösterilmesine de kesinlikle karşı değilim lakin birisi bana affedilmeyecek düzeyde saygısızlık ediyorsa eğer isterse benden 20-25 yaş büyük olsun, gözümdeki değeri sıfırın altı, eksi düzeyine kadar iner ve o insanın bir katilden farkı kalmaz benim için.

Saygı önemlidir, bunu hep söyler büyüklerimiz, yine de saygının da devre dışı kaldığı bir nokta var, o noktaya gelindiğinde insanların arasındaki yaş köprüsünün kalktığına inandım her zaman. Fakat buna rağmen, küçük olan tarafın seviyesini düşürmemesi gerektiğini de körü körüne savundum.

İNSANLARA BİRAZ ODAK LAZIM:

Malum kesimin başarılı olamamasının, ağır eleştiri yapılan/yapılmayan bazı gençlerin ise hayatı lay lay lom düzeyde geçirmesinin en büyük sebebi odaklanma problemi.

Sokağa çıkıp sorsak şimdi 10 insandan 9unun hayalleri, hedefleri, illa ki vardır, peki bu 10 insanın, kaçı hedefleri içi çabalamakta?

Kaçı gerçekten hayali olan şeyleri hayatı haline getirmek için gençliğini eğlence ortamlarından uzaklarda, fabrikalarda, lokantalarda veya kuryelik yaparak geçiyor?

Çoğu cesaret edemiyor çünkü rahat oldukları kişisel alanlarından uzaklaşmaya buz gibi soğuk bakıyorlar, hayatta hiçbir şey kolay olmayacak, en basiti marketten bir şey almak için bile kalkıp bu serin havalarda sıcacık evimizi terk edip, kendimizi karanlığa veyahut kasvetli bir gündüze bırakıp ancak kavuşabiliyoruz canımızın çektiği abur cuburlara.

KONUN KESİMLE DE ALAKASI YOK ASLINDA:

Yazımın girişinde konuya kesimle başlamış olsam da aslında konunun doğrudan kesim odaklı olmadığını, söyleme vaktim geldi artık. Bazı gençler de laf atmakta akranlarına, gönül ve heves kırmakta, kalp kırmak bedava nasılsa, kalbimizi kıran kırana.

Herkesin sevdiğini öldürmesi gibi bence aynı yaşı paylaşan iki insanın birbirlerini sırtından vurması, en çok can acıtan olaylardan biridir dostunun sana destek çıkmaması. Yapmakta olduğun işe saygı gösterilmemesi ya da küçük görülmen.

İnsana bakıldığında aslında bazı davranışların yaştan ziyade baştan kaynaklı olduğu kaçınılmaz bir gerçek.

Bu hayata kendimizi kanıtlamaya geldik, el alemi karalamaya değil. İstediğiniz kadar başkalarını alçaltın, sizi hiçbir zaman yükseklere taşımayacak yaptıklarınız.

Kimsenin hevesinin kursakta kalmasına gerek yok. Bazı hayaller çok ütopik olsa bile.

 

Selam Ben Emirhan
Yolunun daha henüz çok çok başında olduğunun farkında olan az insan var hayatta, henüz bir başarı elde edemeden kendini alim sanan çakma filozoflar var, insan, nankör ve kibirli olmasıyla tanınır, ben ise halktan biri, ülkedeki milyonlarca gençten yalnızca bir tanesiyim, Selam, ben Emirhan.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
On Altımda Aklımdan Geçen Bir Kaç Şey

On Altımda Aklımdan Geçen Bir Kaç Şey

Sonraki
Kaplanın Sırtında Kitap İncelemesi- Özeti

Kaplanın Sırtında Kitap İncelemesi- Özeti

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.