İnsan doğanın bir parçası olarak değerlendirilebilir mi? Öyle düşünenler olsa da ben bu konuda net bir kanaate varmış değilim. Ama insanın doğayla uyumlu yaşaması gerektiğine dair zerre kadar şüphem yok. Belki sadece aklını kullanan insanlar doğanın bir parçası olarak görülebilir veya doğayla uyumlu yaşayabilir.
Genel olarak insanlar doğallığı sever ve ister. Yediği, giydiği, kullandığı ürünlerin doğal olmasını tercih eder ki doğru olan da budur zaten. Fakat kapitalist dünya maddiyatı birinci sıraya koyduğu için daha çok para düşüncesiyle günümüzde doğallığını koruyabilen pek bir şey kalmadı. Doğallık azaldı ve ‘’doğal’’ olarak pahalılaştı. Şimdi sadece az sayıdaki kırsalda yaşayan bilinçli tüketiciler ve maddi gücü yeterli olan küçük bir kesim dışında kimse doğal beslenemiyor.
Peki neden sadece ihtiyaçlarımızın doğal olmasıyla ilgileniyoruz da insan olarak kendi doğallığımızı göz ardı ediyoruz. Ağaçları kesmeyelim, suyu israf etmeyelim, plastik kullanmayalım, geri dönüşüme özen gösterelim, sürdürülebilir ve organik tarım yapalım, doğal beslenelim v.s…. Peki ya biz? Biz insan olarak kendi ‘’insan’’ tabiatımızı koruyabiliyor muyuz? Veya bunun için bir çaba içinde miyiz? Kitabın ortasından konuşayım; neredeyse kimsenin umurunda bile değil. Ve buna kendini adeta doğallığa adamış tabiatseverlerin büyük bir kısmı da dahil. Yoksa sadece doğal ürünler tüketerek kendi doğallığımızı da koruduğumuzu mu zannediyoruz?
Doğadan farklı olarak insan tercih edebilen varlıktır. Yani irade sahibidir. Akıl ise bu iradenin pusulasıdır. İnsanın kendi tabiatını koruması da ancak aklını kullanmasıyla olacaktır. Fakat iradesiyle kullanmamayı da tercih edebilir ki bu da pusulasız sağa sola toslaması demektir. İnsanlığın şu an ki durumuna bakarsak bu pusulayı ne kadar kullanıp kullanmadığımız da rahatlıkla görülecektir. Kendi doğamıza dönmediğimiz sürece de bu toslamalardan kurtulmamız mümkün değildir.