Onlarca karakterin dünyasına adım atarak kaybolmak, o dünyada kendine bir hayat bulup farklı dünyaların geçişlerinde bir ortam kazanmak ve en önemlisi bilginin gücünü barındıran, yaşanmışlıklara ve yaşanacak onca şeye şahitlik eden kütüphaneler, insan yaşamının büyülü dünyasının kapılarını usulca aralar. Kitap kurdu kişiliğine sahip herkesin yaşamları boyunca hayallerini kurduğu ve yapacak olduğu en iyi şey onun için benzersiz bir kütüphanede vakit geçirmektir.
Binlerce gösterişli ve eşsiz kütüphanenin varlığı da insanlık için birer kurtarılış biçimidir.
1. Bilim Kurgu Dünyası’na Giriş: Vasconcelos Kütüphanesi
Adından da anlaşılacağı gibi Vasconcelos Kütüphanesi Bilim Kurgu dünyasının büyülü bir anahtarı gibidir. Vasconcelos Kütüphanesi adını, Şeker Portakalı romanının ünlü yazarı Vasconcelos’tan almıştır. Bu kütüphane halk arasında daha çok “Mega Kütüphane” olarak geçer ve içerisine girildiği andan itibaren bu tanımın ne kadar doğru biçimde açıklandığı çoğu kişi tarafından kabul edilmiştir. Vasconcelos Kütüphanesi, Meksikalı mimar Alberto Kalach tarafından 2006 yılında tasarlanmış ve halka sunulmuştur. İçerisinde birçok Meksikalı sanatçıların heykelleri yer almakla birlikte bir de eserleriyle benzersiz bir his oluşturan Gabriel Orozco tarafından yapılmış dev bir balina iskeleti yer almaktadır. Vasconcelos Kütüphanesi yaklaşık olarak 38 bin metrekare gibi geniş bir alanda varlığını sürdürüyor ve içerisindeki yüksek raflar kütüphanenin ileri yaşamdaki genişlemesi göz önünde bulundurularak tasarlanmış ve çoğu insanı etkileyecek bir işçilik derecesine sahiptir. Ayrıca bu gösterişli kütüphanenin şehrin gürültülü ve kalabalık yaşamından uzaklaşıp derin bir nefes alabilmek adına etkileyici bir botanik bahçesi bulunmaktadır. Bu bahçe 60.000 farklı ağaç ve bitki çeşidine ev sahipliği yapmakla birlikte kütüphanenin ismini alan ünlü yazarımız Jose Vasconcelos’a ithaf edilmiştir. Meksika’yı yasadışı ve sürekli gündem olan faaliyetleri dışında tanımak istiyorsanız bu kütüphanenin varlığı sizin kendinizi bambaşka bir dünyada bulmanızı sağlayabilir.
2. Tarihin Eşsiz Ruhunda Geziniş: Trinity College Kütüphanesi
Eğer, tarihin ruhunu derin bir şekilde hissetmek, tozlu sayfalar arasında uzun bir yolculuğa çıkıp kaybolmak istiyorsanız bu benzersiz kütüphane tam size göre bir yer. Şimdi derin bir nefes alıp usulca Trinity College kütüphanesinin “Uzun Oda” olarak adlandırılan, zaman kavramını sizlere unutturan bu koridorda upuzun bir yolculuğa çıkarak tarihin eşsiz sayfalarında adım adım kaybolacaksınız. Dublin seyahatinizde mutlaka listenizde yer alması gereken Trinity College Kütüphanesi 64 metre uzunluğunda bir odaya sahip, mermer ve koyu renk ahşabın ağırlıklı olarak göze batan mimarisiyle birlikte iki katlı bir yapının resmini zihinlerinize çizer. İrlanda’nın en büyük kitap kütüphanesine sahip olan “Uzun Oda” bölümünde 200 bin adet eser mevcuttur. Kütüphanedeki kitaplara erişebilmek merdivenlerle desteklenmektedir ve işe alınacak çalışanlarda genel olarak yükseklik fobisinin bulunmaması göz önünde tutulur. Ayrıca kütüphane, içerisinde birçok kitabın ilk yazmalarına sahip ve İrlanda’da basılan her bir kitabın kopyasını bulundurmasıyla birlikte muhteşem bir zenginliğe sahiptir. Ayrıca eşsiz güzelliğinin yanı sıra öğrencilere verdiği değer ile de ön plandadır. Öğrencilerin tez ve sınav dönemlerinde kütüphaneye dışarıdan girişler kısıtlanıyor ve gezebilecek olan kişinin birkaç hafta öncesinden kütüphaneyi arayarak randevu alması isteniyor. Trinity College Kütüphanesi kitap kurdu kişiliğine sahip insanlar için muhteşem bir deneyim ve bilgi kaynağıdır.
3. Arjantin’de Gözde Bir Yapı: Ateneo Grand Splendid Kütüphanesi
İçeri girdiğinizde nizami bir düzenin varlığı dikkatinizi çeker, ışıklarla aydınlatılan ve ortama şatafatlı bir görselin ortaya çıkışını sizlere resmeder. Sonra tam karşıda kalın kırmızı kadife perdenin ardında saklanan okurlar size yavaşça varlığını hatırlatır. Okudukları kitaplarla o ortamdan soyutlanan ve apayrı dünyalara dağılarak karakterlere bürünen onlarca okur gezinir etrafta. O dünya bambaşka ve oldukça farklıdır. Çünkü içinde bulundukları binanın süslü yapısı ve göz alıcı aydınlığı okurların o dünyada kaybolmasının bir göstergesidir. Tavan, tırabzanlar, duvarlara uyan ayrıntılı abartılar ve gözünüzün çarptığı her köşede onlarca detaya rastalayabileceğiniz güzelliklerle dolu bir kütüphane arıyorsanız Ateneo Grand Splendid Kütüphanesi tam da sizin tercihlerinize uyacak bir kütüphanedir. Bu gözde yapı Arjantin’in en çok ziyaret edilen ve tanınan kitapçısı durumundadır. Mimarların her bir köşeye büyük bir ilgi ve özen göstermiş olduğu yapı aynı zamanda 1050 kişiyi kapsayan bir opera binası konumundadır. Başlarda gösteri sanatları tiyatrosu olarak inşa edilen yapı zamanla kütüphaneye dönüştürülmüştür. Sahne ve balkonda yer alan oturma alanları bozulmayarak konukların ilgilendikleri birer okuma alanı olarak kullanılmaktadır. Al Ateneo Splendid tarihi tiyatronun hayatta kalmasını sağlayarak her yıl onlarca kişiye ev sahipliği yapmaktadır. Al Ateneo şuanda muhteşem bir atmosfer içerisinde kaybolarak uçuşan replikler arasında kitap satın almak isteyenlerin gözdesi durumundadır.
4. Bir Masal Diyarı’nda Varoluş: Admont Abbey Kütüphanesi
1776 yılında masal gibi bir dünyanın kapılarını aralayacağını, onlarca hayali ve duyguyu içerisinde barındıracağını bilmeden inşaa edilen, dünyanın en eski manastır kütüphanesi olan Admont Abbey kütüphanesi aynı zamanda dünyadaki en geniş kitap koleksiyonu ünvanına sahiptir. Geniş ve akılalmaz boyutu, muhteşem mimarisi, kitap düzeni ve sanatsal dekorasyonunun etkileşimi ile mükemmel tasarıma sahip Admont Abbey, kurulduğu günden bu yana güzelliğiyle ziyaretçilerin nefesini kesmektedir. Admont Abbey yedi kubbe ile kaplıdır ve yüksekliği iki kat artmakla birlikte ışık 48 pencere ile sağlanmaktadır. Teması İlahi bilgeliğin varoluşunun kişileştirilmesi kullanılarak temsil edilen İlahi Vahiy’dir. Kütüphaneyi süsleyen 7 fresko Bartolomeo Altomonte tarafından resmedilerek ölüm, yeniden doğuş, cennet ve cehennemi sembolize etmektedir. Kütüphanede bulunan 70.000 cilt antik kitap ve 1.400’den fazla el yazması eser ziyaretçilerin görmeye değer bulduğu etkileyiciliktedir. Kütüphane aynı zamanda ilginç ve fark edilmesi zor kapı tasarımlarına da sahiptir. Fark edilmesi güç olan bu kapılar için sahte kitaplar kullanılmış ve narin altın süslemelerle beyaza boyanarak kütüphanenin tasarımına apayrı bir güzellik getirmiştir. Bu kapılar sebebiyle ziyaretçiler masalsı bir dünyaya adım atarak kendilerini çok başka hayallerde ve özgürlükte bulabilmektedirler.
5. Harry Potter Serisinin Benzer Ruhu: Bodleian Kütüphanesi
Görkemli binası, ihtişamlı atmosferi ve mimarisiyle tek ve orijinal yapı niteliğindeki bu bina Oxford şehrinin simgesi niteliğindedir. Bu dev kütüphane aynı zamanda Harry Potter serisinin efsanevi Hoghwarts Kütüphanesi’ne rahatlıkla benzemektedir. İçerisinde cilt cilt kitaplar, kıymetli el yazmaları, yüksek tavanlarıyla dikkatleri üzerine çeken ve hala sırrı çözülmeyen gizemli bölümleriyle akıllarda oldukça merak konusu olarak kalan bir yapıdır. Ülkenin en değerli arşivine sahip pek çok eser yüzyıllardan beri hala varlığını korumaktadır. Magna Carta’nın 4 kopyası, Gutenberg İncili, Shakespeare oyunlarının ilk toplu basımı gibi dünya tarihinin önemli metinlerine sahiptir. Kütüphanenin kitapları gibi dikkat çeken bir diğer özelliği de farklı bölümlerden oluşmasıdır. Bunlar arasında ise ziyaretçilerin ilgi odağı olan ve en çok merak ettiği yeraltı tünelleri dikkat çekmektedir. Bodleian Kütüphanesi’nin Harry Potter tutkunları arasında önemli bir yeri vardır. Serinin Felsefe Taşı filminin birkaç sahnesine ev sahipliği yapmıştır. Bu nedenle serinin tutkunları tarafından gezilip görülecek yerler listesinde neredeyse ilk sıralarda yerini korumaktadır. Kütüphane yanının yanı sıra sergileri ve etkinlikleri ile de büyük ilgi görmüştür ve birçok sergiye ev sahipliği yapmıştır. Gezip görmek, okumak ve o ruhu hissetmek isteyenler için Bodleian Kütüphanesi eşsiz bir güzellik niteliğindedir.
Nedir Bu Kitapların Dünyası?
Dünya var oldukça insanlar farklı zevkler elde etmiş, yeni dünyalarda kaybolmayı denemiş ve en çok da kendi benliğini mutluluğa sürükleyip oraya hapsetmek istemiştir. Bu hikaye, insanın varoluşunu, mutluluğu ile mutsuzluğu arasındaki o çizgiyi anlatmaktadır. İnsanlık öyle bir arayış içerisinde ki onu ne mutluluğu var edebiliyor ne de mutsuzluğu… İnsanlık sadece zamansız ve kısa düşünüp hızlı kararlara açıyor zihnini. Doğruluk payı düşük olanın hızlı kararlar alması doğru mudur sizce? İşte insanlık bu zamansızlığı değerlendirip kendini yeni yollar, yeni arayışlar içerisinde bulabiliyor. Kimisi müziğin ruhunda gezinir, hapseder kendini oraya. Kimisi fırça darbelerinin tuvalle birleştiği, renklerle anlam bulduğu ve her bir çizginin yaşamda birer iz bırakma umuduyla sanatla birleştirir benliğini. Kimisi yeniliği arar, teknolojiyi devreye sokar ve değiştirmek, geliştirmek ister dünyasını. Kimisi ise kitapların sayfasında, şiirlerin dizesinde kendi karakterini arar durur. Bir rol verir karakterine onu kendi yaşamının bir parçası haline getirir. İnsanın özünü karakteri oluşturur ve böylece sonu gelmeyen bir romanın sayfalarında usulca kaybolur gider. Karakterin mutluluğu mutluluk verir, üzüntüsü ise en derinini yaşatır ona. Çaresizliği, kimsesizliği, duygu yoğunluğu ve yalnızlığı bile onun bir parçası haline gelir. İşte böylece, insanlık için önemli olan düzinelerce rafın arasında kaybolup onlarca kitabın dünyasında kendine bir yol çizmek olur.
“Kitaplar uçak, tren ve yol… Onlar varış noktası ve yolculuktur. Onlar evdir.”
İlham Veren Diğer Görkemli Kütüphaneler;
- Boston Public Kütüphanesi (ABD- Boston)
- Stuttgart Şehir Kütüphanesi (Almanya- Stuttgart)
- George Peabdoy Kütüphanesi (ABD- Baltimore, Maryland)
- Royal Portuguese Reading Room (Brezilya, Rio de Janeiro)
- Parlamento Kütüphanesi (Kanada, Ottava)
- Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi (İstanbul- Fatih)