Arkadaşlar biraz bu cümle üzerine düşünelim istiyorum. Bu ifadenin zihninizde neyi canlandırdığı ya da neyi tetiklediğini anlamaya çalışın. Ben kendimden başlayayım işe. Belki de bu durum sosyal medyanın günümüzde bu kadar yaygınlaşması ile ilgilidir. Telefonu parmaklarımızın altına aldığımız anda pespembe başka bir dünyaya kapılar açılmakta. Ne tesadüf ki orada herkes çok mutlu. Başarılı iş hayatları, mutlu ilişkiler, eğlenceli dostluklar, bolca gezme ve alışveriş. Sanki herkes yolunu bulmuş, bu hayatı nasıl yaşamak istediğine karar vermiş ve ilerlemekte. Ekonomi onlar için sorunsuz, sevip – sevilmek dünyanın en basit işi ve vakit her zaman çokça mevcut. Peki bu durumda bizi rahatsız eden ne? Kötü bir insan olduğumuz için mi bu durum bizlerin gözüne batmakta ya da kıskançlık yaptığımız için mi yadırgamaktayız? Buna net şekilde hayır diyebileceğimi umuyorum. Sadece gösterilen dünyaların arkasında bambaşka hikayelerin yattığını bildiğim için kaleme almak istedim bu konuyu. Sizlerin de bildiğine inandığım için. Çünkü yeri geldiğinde bizlerin de bu pembe dünyanın kurmacalarından biri olduğumuzun farkındayım. Basit düşünün. Çok eğlendiğiniz anları paylaşmıyor musunuz sadece? O anı oluşturana kadar izin ayarlamada çektiğiniz sıkıntıyı ya da harcayacağınız parayı biriktirmek için olan çabanızı değil. Çok mutlu görünen ilişkilerinizin kötü zamanlarını ya da o ilişkiye erişene kadar ağladığınız geceleri de değil. Bu pembe dünya bizleri sadece mutluluğun işlevsel olduğunu kanıtlamaya çalışırken tuzağına düşmüyoruz diyebilir miyiz? Hiç sanmıyorum. Peki bile bile devam ediyor muyuz? Cevap zaten belli. İnsanların her mutlu anımızı görmesini deli gibi talep ederken, mutsuz anlarımızı acizlikten sayıyoruz belki de. Şans eseri de olsa bu yazıya denk gelirseniz eğer şunun farkına varmanızı diliyorum. Sürekli gördüğünüz ve kaybolmuş gibi hissettiğiniz o dünyanın sadece belli bi yansımadan ibaret olduğu gerçeği. Kimin yolunu bulduğunu kimin kaybettiğini storyde gördüğümüz iki kare ile anlayamayacağımızı. Ayrıca diğer insanların kendi yollarını bulmak adına kaç kere kaybolduklarını da. O yüzden kendinizi kurban psikolojisine sokmadan önce herkes için bambaşka hayatlar ve olasılıklar var olduğunu ve oralarda biraz dolanmanın kimseyi kaybetmeyeceğini bilin. Yüzünüzü biraz yumuşatın ve bir yere varmak için bu kadar aceleci olmayın. O pembe dünya varsayımlarımızın tersine eğer gerçekse, sizin de orada yeriniz olduğunu unutmayın. Şekiller, kişiler, yerler, fotoğraflar değişebilir. Fakat mutluluk herkesin içinde ve hayatında aynı parlamakta. Onu aramaya çalışmayın sizde olduğunu bilin. Yolu onu aramak için değil onunla biraz dolaşmak için aracı olarak görün. Sizin zamanınızın ne zaman geleceği için endişeli olmayı bi tarafa bırakın ve bunun da yaşamakla alakalı olduğunu, mutlaka herkesin bu arayışla yaşadığını anımsayın. Herkes yolunu bulsa bile sen kaybolmadın. Senin yolun daha bitmedi. Bu yolun bulunup bulmadığı herkes için bir bilmece.
Herkes Yolunu Bulmuş Bir Ben Kaybolmuşum
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum