HER YIL SEKSEN BİN (80 BİN) ÖLÜM

Ülkemizde her yıl seksen bin kişi ölüyor.  Neden? Covid 19dan değil.  Kanserden.

Covid 19 için tedbirler alınıyor. İnsanlar çalışamıyor, eğitim göremiyor, sosyal hayatlarını yaşayamıyor.  Evlere hapsediliyor.  Neden?  Covid 19 can almasın diye.  Ama kanser canları almaya devam ediyor ve kimse bu konuda tedbir almıyor.  Kalp krizinden ölenleri covid 19dan öldüğü şeklinde ölüm belgesi hazırlayanlar, kanserden ölenleri de başka nedenlerle ölmüş gösteriyor. En başta benim canım eşim hatalı bir ameliyat sonrası yayılan kanseri önlenemediği için kanserden vefat etti yedi ay önce ama ölüm nedeni “enfeksiyon” yazıldı.  Bazı ölümlerde “çoklu organ yetmezliği” deniyor. Ama “kanser” denmiyor. Buna rağmen her yıl ülkemizde seksen bin kişi kanserden ölüyor. Bence daha fazla.  Başka nedenler söylenerek ölenler ya da ölümü evde gerçekleşenlerde “kanser” demiyorlardı. Her yıl on binlerce insan kanserden ölürken, neden tedbir alınmıyor?

Şimdi insanlar evlere kapatıldı. Hastalar tedavilerini alamıyor.  Bir yerlerinde ağrıları ya da kitleleri olanlar çareyi internette bu hastalığı deneyimleyenlere danışmakta arıyor.  “Covid nedeniyle hastaneye gidemiyorum, derdime çare” diyenler çoğaldı.  Hasta olmamak için hastaneye gidemeyenler arasında da kanser olan ve bunu öğrenmekte geciktiği için kaybettiğimiz- kaybedeceğimiz çok insan olacaktır. Kanserde zaman önemli. Evre ilerlemeden uygulanacak tedavilerde başarı oranı yüksek olur. Ben de meme kanseri atlattım ama ben erken tanı ile kötü türdeki kanserimi yenebildim. Ameliyat sonrası kemoterapiler aldım ama eşimde bu olmadı. Kötü ameliyat ve sonrasındaki  hatalar yüzünden tedavisini alamayan eşimi ne yaptıysam kurtaramadım.  Yine bu durumlar yaşanmasın. Herkes zamanında hastalığını teşhis ettirip, tedavisine gidebilsin.

Kaldı ki, evde oturmak da obezite, kalp damar hastalığı, ruh sağlığının bozulması gibi sorunlara da neden oluyor.  Kimse özgür değil artık. Yiyip içip, oturuyoruz. Tüketiyor, tükeniyor ama şarj olmuyoruz. Deşarj olamıyoruz. Arkadaşlık, dostluk, komşuluk bitti. Hayaller, umutlar yok. Herkes günü kurtarmaya bakıyor. Covid olmayalım derken başka hastalıklara ve sorunlara sahip oluyoruz.

Her gün bir saat temiz hava ve egzersiz öneren doktorların dediğini yapamadan; evde ve maskelerin ardında havasızlıktan hasta oluyoruz. Covid ile değil başka hastalıklara yakalanarak öleceğiz. Bunlardan biri kanser de olacaktır. Geçinemeyen,  ekonomik sıkıntı çeken, umudu ve mutluluk nedenleri elinden alınan insanlarda bağışıklık çöker ve kansere davetiye çıkar.

Yapmayın! Yasakları kaldırın. İnsanlar hava alsın. Çalışsın, gezsin. Hastaneye gidebilsin.  Yediklerimize, mesafeye ve hijyene devam ederek yaşayalım.

Tabi kanser hastaları da kontrollerine, tedavilerine gidebilsin.  Bağışıklığı güçlü tutmak tüm hastalıklar için alınacak en güzel çaredir.  Bırakın biraz güneşe, havaya çıkalım. İnsanlarla buluşalım ama kendimizi koruyarak.. Maske, mesafe, hijyen ve güçlü bağışıklık ile bu hastalığı yeneriz ama kanseri yenemeyiz.

Lütfen GDO yasaklansın.  Doğal ve sağlıklı beslenebilelim. O zaman kanserden de Covid’den de korkmaya gerek kalmaz. Yasaklandıkça hastalıklar ve ölümler artacak. Sadece Covid’den değil, kalp ve kanserden de ölümler artacaktır. Sağlıklı yaşam için sağlıklı gıda ve sağlıklı ilişkiler olsun. Sanat olsun, kitap, müzik, arkadaşlar olsun.  Hepimiz hasta olmadan tükendik. Hastalıklardan hastalık beğenmek zorunda kalmadan normale dönelim.

Dans Eden Kelimeler
Bale Sanatçısı, yönetmen Kağan Can Odabaşı ile eşi Editör, kitap yazarı Ayşegül Toker Odabaşı olarak yaşadıklarımızı, yaşam denen sahnede karşımıza çıkanları sizlerle paylaşmak istiyoruz.(Böyle diyerek başladık ama maalesef ben Ayşegül, tek başıma sürdürmek zorundayım. Eşim artık bu boyutta değil.)
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Sevmemek Ziyan-1
Sonraki
Hayatınızı Değiştirecek 5 Netflix Filmi

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.