Dert her insana aittir ve herkesin bu hayatla ilgili bir derdi vardır. Genel toplumumuzda herkesin derdi kendine olduğu için çevresindeki insanların sorunları, hayata bakış açısı kendisine az ve gereksiz gözükür. Peki, gerçekten bir şeyin sorun olması için ne gerekir?
Bir insanın kiloyu kendine sorun etmesiyle, bir zayıfın kilosunu koruma kaygısı da bir sorun değil midir?
Şimdi çoğu insan buna karşılık dünyada ne çok dert var, bunlara dert olarak bakınca komik geliyor diyebilir.
Peki, şimdi de aile içi sorunlara gelelim. Bir ergen, hayatı boyunca kavga eden iki ebeveyni arasında büyümüş; bir ergenin de babası yok ve annesi bir evlilik daha yapmış ama onu bir türlü sevemiyor.
İkisi için de hoş bir yaşam ortamı yok ve büyük ihtimalle ikisi de bu ortamdan rahatsız ama bu kıtlığın, açlığın, ölümün yanında bir sorun denemeyecek kadar onlara özel sıkıntılar.
Fakat sonuca vardığımızda bunlar hala bir sorun ve hayat kalitelerini etkiliyor. İster dış görünüş olsun ki çocukların da kendi aralarında çok acımasız olduğu bu hayatta, kişinin hayatında büyük bir sorun teşkil edebilir; ister ailevi küçük sorunlar olsun hepsi bir sorundur ve kişinin hayatını etkiler.
Bizim ülkemizde kişinin bu sorunları genelde diğer aile fertleri tarafından bile küçümsenerek karşılanır. Bir erkek diğer erkek arkadaşları tarafından dövülüyorsa, kendisini savunması söylenerek sorunu kenara iteklenir veya erkeksiniz dövüşürsünüz denilerek cinsiyetçi bir yaklaşımla örselenir. Bir kız çocuğuna, küçüklüğünden itibaren güçsüz damgası verilir, çeşitli alay konularına maruz bırakılır. Çoğu evinde bunu anlattığında çok da ciddiye alınmaz. Bu tür durumlara her iki cinsiyette, her türlü örneğe maruz kalabilir hayatı boyunca.
Sorun olarak görmek istese bile bir birey, her karşılaştığı sorunu küçümsenerek karşılandığı için büyüdükçe içinde yaşamaya ve giderek içine kapanmaya başlar. Aslında kişinin hayatında onu rahatsız eden her şey bir sorundur ama kişi sorundan kurtulmak yerine, kendini değersizleştirerek bu sorunların sorun olmadığına kendini ikna etmek için zamanını harcar.
Örneğin cildinde sorun yaşayan bir genç, arkadaşına cildim kötü oldu dediğinde arkadaşı genellikle yok bir sıkıntı, sen abartıyorsun der. Bu bireyi genelde rahatlatmaz, onu rahatlatmak için söylendiğini düşünür.
Bunu yazma amacıma gelecek olursak kendimce kişinin sorununun sadece onun gördüğü bir şey olmadığı konusunda ona destek olmanın hem duygusal hem fiziksel olarak kişinin sizinle paylaştığı her sorun için ona teşekkür etmenin daha doğru olduğu taraftarıyım. Çünkü her insan, bunun içinde hayatına dair her şeyini sizinle paylaşan geveze bir arkadaş da buna dâhil olabilir, belli konularda hep duvarları vardır ve aslında bir sorunu karşı tarafa anlatmak herkes için zordur. Bir insan eğer sizinle hayatında yer alan bir derdi paylaşma gereği duymuşsa ona teşekkür etmek hoş bir davranış olacaktır diye düşünüyorum.
Son olarak sorunlarımızı göz ardı etmeyelim, hiçbir sorun önemsiz değildir. Bir destek aramak, istemek de suç değildir. Birbirimizin sorunlarını küçümsemeyelim ki hayat daha yaşanabilir bir yer olsun.