Acımasızca katledilen, yakılan ve soldurulan her bir çiçeğe ithafen…
Saçının binlerce teli yılanların acı dili
Hem ifritsin hem de peri lanetin gecelerimde yara Medusa!
Medusa… Yılan saçlı güzel kadın. Acıların mübremi, öfkenin temsili.
Medusa’nın adını vaveylalar atarak duyurmak istiyorum çoğu zaman. “Ay ne anlıyorsun şu yılandan, iğrenç!” Gibi ithamlar aldığım oluyor. Medusayı değil, Medusa’nın yılanlarını, acısını anlıyorum ben.
Şimdi de size onu anlatacağım. Onun zehirli hikayesini.
Medusa, Athena’nın tapınağında yaşayan 3 gorgon kız kardeşlerden en güzeliymiş. O kadar güzelmiş ki kainattaki tüm kadınlar onun güzelliğini kıskanırmış. Athena, Medusa’nın güzelliğinin elbette farkındaymış ama kendisinin daha güzel ve akıllı olduğunu düşünüyormuş.
Poseidon, denizler tanrısı… Medusayı o kadar çok arzuluyormuş ki onu her gördüğü zaman saçlarından, kokusundan etkilendiğini açıkça belli ediyormuş. Medusa ise kimseye ödün vermeden kendi halinde yaşıyormuş. Bazı kaynaklar onun kızıl saçlı, bazı kaynaklar ise koyu siyah saçlı olduğunu yazıyor.
Bir gün içindeki arzularını bastıramayan Poseidon, Medusaya Athena’nın tapınağında zorla sahip olmuş. Bakire güzelliğini ve masumiyetini kaybeden Medusa kendi içine kapanıvermiş. Bu olay elbette uzun süre gizli kalmamış ve Athena’nın kulağına gitmiş. Athena o kadar sinirlenmiş ki Poseidon ne kadar inkar ederse etsin onu dinlememiş.
Athena, Medusayı yılan saçlı bir ifrite çevirmiş.
Artık tüm insanlığın kıskandığı saçlarının her teli bir yılana, parlak beyaz cildi ise pullarla örtülmüş. Athena sinirini bununla da çıkartamamış, gözlerine bakanı taşa çeviren bir lanet ile onu mühürlemiş ve başka topraklara sürgün etmiş. Athena hala kendine yapılan bu aşağılamadan nefretini soğutamıyormuş. Çünkü Athena denizlerin tanrısına aşıkmış.
Athena içindeki intikam ateşinin ancak Medusa’nın ölüsüyle söneceğini düşünüyormuş. Bunun için de üvey kardeşi olan Perseus ile bir anlaşma yapmış. Perseus, Hades’den görünmezlik başlığı, Hermes’den bir çift kanatlı sandalet, Athena’dan yansıtıcı bronz bir kalkan ve Hephaestus’dan bir kılıç almış. Medusayı öldürmek için yola çıkan Perseus, Medusayı Bronz kalkan sayesinde taşa dönüşmeden halt etmiş ve keskin kılıcıyla kafasını kesmiş.
Medusa, Poseidonun ona sahip olduğu gün hamile kalmış. Perseusun kestiği boynundan 2 kan akmış. Bunlar Poseidonun çocukları kanatlı at Pegasus ve Chrysaosmuş.
Medusa başı tarihte koruyucu olarak simgelenir. Türklerin de Medusayı simge olarak kullandığını söyleyebiliriz. Bunların başında akla ilk gelen Didim/Apollon tapınağındaki Medusa kabartmasıdır.
Bir diğeri ise Osmanlıda hala gizemini koruyan MEDUSA LAHİTİ’dir. Abdülhamit Han döneminde Yerebatan Sarnıçı içinden çıkarılan lahiti bir çok bilim adamı araştırmıştır. Bu lahitin içindeki kıvrımlı mumyalanmış ceset o dönemde büyük korku salmıştır. Lahit bir cami bahçesinde muhafaza edilirken bir gece vakti yük gemisine bindirilip yurt dışına kaçırılmıştır ya da yok edilmek istenmiştir.
Yerebatan Sarnıçında bir Medusa başı heykeli vardır. Bu heykelden yerin altına değişik bir titreşim salgılanmaktadır ve nedeni hala çözülememiştir.
Medusa, bilindiğinin aksine canavardan öte bir periydi. Tanrının arsızlığı, tanrıçanın kıskançlığının kurbanı oldu.
Ben bugün öldürülen her kadını Medusaya benzetirim. Nada isimli bir şarkı grubu, grup üyesi Deniz’i bir kadın cinayetinde kaybettiler. MEDUSA isimli yazdıkları şarkıyı Deniz ve akabinde can veren tüm kadınlara ithaf ettiler.
Medusa ve niceleri…
Saygı ile.