Önceki bayramlarda yinelenen temennilerden nasibimizi alarak, teslimiyet ve şükre vesile olan bir bayrama daha eriştik!
Bayramların kültürümüzdeki, gelenek ve göreneklerimizdeki yerini düşündüğümüzde; insan hem çocukluğuna kısa bir yolculuk yapıyor hem de bu maneviyatın toplum üzerinde değişen-dönüşen yönüne serzenişte bulunmadan edemiyor.
İslam dininin kabul ettiği ve bayram olduğu için kurban kesilen bu kutsal günlerin amacının, insanların yardımlaşmasını, kaynaşmasını sağlayacak yollara başvurarak, imkanlar dahilinde ibadet ve merasimlerin gerçekleştirilmesi olduğu düşünüldüğünde, bayramların birleştirici ve bütünleştirici yönüne ne denli uyum sağlayabildiğimizi sorguluyor insan…
Zaman, herkesi ve her şeyi değiştiriyor. Bayramlardaki o kalabalığın bir kısmı hâlâ gelenek ve göreneklerini yaşatmaya çalışırken, büyük bir kısmı da şezlongun altında soğuk içeceğini yudumlamayı tercih ediyor. Bayramlıklarını giymiş çocukların coşkusu bile karahindibaya benziyor! Mezarlıkların üstü, hayattayken sevdiklerinin kıymetini bilmeyenlerin gözyaşları ile ıslanmış. Dargınların inadı da suya atılan taşın yaydığı halkalar gibi tüm aile bireylerine yayılıyor desem, sanırım abartmış olmam.
Oysaki bayram yahu!
O dolup taşan camilerde bayram namazına durmak, şezlonga uzanmaktan daha fazla dinlendirmez mi insanı hiç? Birlikte yapılan kahvaltının yerini, hangi serpme kahvaltı tutar? Arada bir kavga etseler de bir o yana bir bu yana koşturan torunların varlığı, büyüklerin kullandığı kronik ilaçların muadili değil midir? Üstelik, ihtiyaç sahiplerine pay edilen o poşetlerin içinde kurban eti ile birlikte kardeşliğin, yardımlaşma ve dayanışmanın var olduğunu idrak edebilmek, İslam dininin vecibesi değil midir?
Evet bugün bayram! Zengine, dünya malına tamah etmekten feragate teşvik eden; ihtiyaç sahibine ise yalnız olmadığını hissettiren günlerden biri…
Allah rızasını kazanmak için kestiğiniz kurbanlarınız kabul, bayramınız hayırlara vesile olsun inşallah!