İçim Kıpır Kıpır ..Öğrenmek,yazmak,araştırmak ve okumak istiyorum bol boll…
Azıcık anlatayım hayat koşuşturmamı kısaca da olsa…
İlk kendimi bildiğimde dr. olmak istedim ama kızlar okumaz düşüncesine sahip ailem var,ortaokulda sınıf birinciliğim ve başarılarımdan dolayı babamı zor bela ikna ettim ,ettim etmesine de liseyi bitirince herkes dershanelere gidiyor,üniversite hayali kuruyor, testler çözüyor ben bunlardan bi haberim..üniversite okumak,belki şehir dışı ya da ne okumalıyım bu konularda ne yapacağımı bilmiyorum,bi yönlendirenim yoktu.Yakınlarımda okuyan yok denecek kadar azdı,derken sınava girdim.Önlisans bilgisayar programcılığını tercih ettim.15 yıl önce zaman bilgisayar önü açık bir meslekti ve arkadaşım tercih etti diye bende ettim 🙂 Bitirdim okulu İstanbul’da yazılım şirketinde işe başladım..
Herşey iyi gidiyordu ta ki Eskişehire taşınma olayımız gerçekleşene kadar…bu şehir bu konuda gelişmiş değil ve ben yeni mezundum iş bulamadım..İşkurun kurslarına katıldım grafik ve tasarım eğitimi aldım.bu seferde tecrübeli ve profesyonel olmam istendi,yeni mezun bir insan nasıl birden tecrübeli ve profesyonel olabilirdi okulu bitirince hiç böyle şeyler yaşayacağımı tahmin etmiyordum.Sanki okul bitince hemen mesleğimi yapacaktım ve öğrendimki daha okurken öğrenciler kendini bölümü yolunda çok geliştirmeliymiş.Çalışma alanları olsun gelişmeye devam eden teknoloji olsun sürekli öğrenmeye açık bir şekilde okulunu sürdürmeli benim tek gayem okulu uzatmadan bitirmekti.Ama hiç de öyle olmadı iş bulamıyordum.Kpss hazırlanıp atanmayı düşündüm dershane için para kazanmam gerekiyordu,bir pastahanede tezgahtarlığa başladım artık paramda hazırdı..
Bir yandan okudu bi baltaya sap olamadı dedikodularını dinlerken bir yandan da aa 25 yaşına geldin evlen artık lafları psikolojik olarak beni baya yıpratmıştı ve öğrendim ki çabalayan, hayatına yön vermeye çalışan insanlar incitici sözlerle yerilmemeli,onlarla tecrübeler paylaşılmalı ve bilgilerimizle beraber hayat enerjimizi de aktarmalıyız.
Bu zaman zarfında eşimle tanıştım durum böyleyken kpss hazırlık çalışmalarına çok kendimi veremedim çünkü hayatımı yönlendirmeye çalışırken yaşamıma kattığım kişiyle de farklı planlar kafamda yer etmişti.Atanmam için gerekli puanı alamadım.Olmadı bütün hayellerim yıkılmıştı.Ne mesleğimi yapabildim ne de atanabildim.
Evlendim.İçimde dinmeyen bi boşluk vardı,ben kendimi geliştirecek belki farklı bir bölüm okuyacak,sadece para için değil severek yapabileceğim bir mesleğim olacaktı.Lisedeyken olsun,ünivde olsun öğretmenler gözümde bambaşkaydı sanki onlar bu dünyadan değildi yaşamlarını sürekli incelerdim.Ve çook özenmeye başladım öğretmenlerin hayatlarına gözüm hep üstlerindeydi 🙂
Kendimi geliştirmeliydim.Okuyordum sürekli kitaplar,dergiler,köşe yazıları,insanların hayat hikayeleri…Kurslara katıldım resime de merakım vardı ardından dikiş ve nakış.Bazen düşünüyorumda güzel sanatlara el yatkınlığım fazlaydı,öğretmenliğe de olan aşkımla beraber bi resim öğretmeni olmak ne iyi olurdu.Severek işini yapanlar ne şanslı insanlardı gözümde,hayatını bağlayacağın mesleğini hobi gibi yapmak sanırım gençleştirir insanı ayrıca pozitif olmasına da büyük katkı sağlar zannımca..
Bana göre kutsal olan meslekler öğretmenlik ve doktorluk…Biri ile dünyaya birey kazandırıyorsun diğeri ile en önemlisi insan saglığı elbette.Ve agresif öğretmenler çocuklara yararlı olamayanlar sanırım severek yapmıyorlar mesleklerini,işte bu yüzden de eğitim fakültelerini kazanan öğrenciler bazı testlerden geçirilmeli diye düşünüyorum.Bir öğretmen sana o dersi sevdirebilir veya nefrette ettirebilir,öğrencinin eğitim hayatı ve geleceğe bakış açısında öğretmenin rolü büyüktür.Bu kutsal mesleği yok tatili fazla yok bayan mesleği olarak değil aşkla yapmalı severek yapmalı.
Evett şaka maka baya yazmışım bundan sonra ki yazıma araftayım part 2 ile devam etmek istiyorum ve bu yazımda da hayat koşuşturmasından çok düşüncelerim,tecrübelerim ve düşüncelerim ile devam etmek istiyorum.Sevgiler..