Hayat bir hikayedir ve biz de yazarlarıyızdır maalesef ki yanlış yaptığımızda silme gibi bir şansımız yok veya geri getirme şansımız yok. Ama bazen yeniden sayfa açmak güzeldir. Evet hepimiz çok iyi değiliz ama bize belki bir şans daha verilse her şey daha güzel olabilir. Belki de hatalarımızla güzelizdir. Hatalarımızdan ders çıkarmalıyızdır yeni bir sayfa açabilmek için. Bana göre bu hatalardan birisi hayatımıza aldığımız yanlış insandır. Bazen o yanlış insanlar sayesinde hayata küseriz. Gözümüzün önündeki güzellikleri görmeyiz, görmek istemeyiz. Hayata küseriz adeta. Doğru insan nasıldır? Kafamızda oluşturduğumuz kriterdeki insan mıdır? Bence doğru insana şöyle denk gelebiliriz tesadüf ile. Tesadüf hayatta var olan ama ufak detaylardır. Ve biz bunları bulunca kendimizi şanslı hissederiz. Aslında normal olacak bir durumu şansa çeviririz. Tıpkı radyoda sevdiğimiz bir şarkıya denk gelmek gibi bazı insanlara denk geliriz tesadüf ile. Tesadüfler her zaman güzeldir. Genelde insanlar hayatımızı olumsuz anlamda etkiler ama bu sayede tecrübe denilen şeyi ediniriz. Hep doğruyu ararız, durmadan bir şeyler ararız. Hayat birer arayış değil midir? Gerçeği, güzeli ve doğruyu aramak. Ne zaman bulabiliriz? Hayatın amacı belki de bu bilinmezi çözmektir. Ne olursa olsun Dünya’da güzel kalpli insanlar olduğuna inanıyorum. İnsanlar hayatımıza girer iyi veya kötü şeyler öğretirler bize ve zamanları gelince çıkarlar. Bazı insanlar kaybetmek istemeyeceğimiz kadar değerlidir. Elimizden gelen her şeyi yaparız bazen olmayan hatalarımızı bile kabul ederiz o insanı kaybetmemek için. Ama insanlar hep aynı. Kimse birbiri için değerli değil, en ufak hatasını değiştirecek kadar. Olan her zaman hassas kalpli insanlara oluyor. En çok uğraşan, en çok her şeyi yoluna koymak isteyen, bunun için çabalayan insanlar yoruluyor. Gamsız bencil olmayanlar hayata 1-0 geriden başlıyor en çok duygusal insanlar yara alıyor. Söylediğim şeyler sadece iki sevgili için değil dost için de böyle, düşman için de böyle. İnsanlar birbirlerini görmezden geliyormuş gibi hissediyorum. Eskiden olsa sinirlendirdim. Şimdi ise umursamıyorum. Çok olmadı yeni öğrendim kimse için parmağımı bile oynatmam gerektiğini. Çünkü herkes değer, kıymet, sevgi, şefkat ve güzelliğin kavramlarını kaybetti. Artık kimsenin kimseye saygısı dahi yok. Keşke insanlar içimizdeki sevgiye yazık etmeseler. Acaba herkes kendini tam olarak tanıyor mu? Belki de tüm sorun budur. Bence insan kendini tanıdığında bir başkasında kendini bulmalı daha öncesinde denememeli çünkü olan karşı tarafa oluyor. Şu hayatta benim de yaşadığım ve yaşamak istediğim ne çok şey var aslında. İnançlıdan, inançsıza; zayıflamayı arzulayandan yemek yemeyi arzulayana ne çok hissiyat var. Hepsinin bir amacı var, hem de amacı olmayanın bile ama bazılarının savaşacak gücü bile yok. Benim, senin ve yoldan geçen insanın bile bir arzusu, bir hayatı var. Kiminin acıları, kiminin sevinçleri, kiminin yorgunlukları ve kiminin de mutlulukları var. İnsanız ve yanımızdan geçen insanın acısını bilmeden öylece yolumuzda yürüyoruz. Benim bir çok amacımdan biri her insana dokunabilmek, acı çekeninden en mutlusuna kadar. Birbirimizi kırmadan, yıkmadan, çektirmeden acı bu hayatta bizi güçlü ve büyük kılacak tek şey sevgi. Sevin çevrenizi, en çokta kendinizi ve unutmayalım; kendine saygısı olmayan bir kişinin başkasına saygısı olmaz. Dediğim gibi ilk kendimizi sevip saygı duymalıyız sonra karşımızdakini sevmeliyiz. Fikirlerimiz, hissettiklerimiz, inançlarımız, farklı olacak elbette ama acı herkes için aynıdır. Bir hikayeyi baştan yazmak istiyorsak önce kendimizi değiştirmeliyiz. Hayatımız boyunca hep iyi şeylerle karşılaşmıyoruz. Düşüyoruz, yoruluyoruz hep dik durmaya çalışıyoruz. Başkasının ne dediğini umursamasak bile denilenler ile değişmek zorundayız. Bu dünya bizi ya daha iyi biri yapacak ya daha kötü biri. Evet bazen intikamı hissedeceğiz, bazı sözlerin ağırlığı altında ezileceğiz, sevgiyi hissedeceğiz ve en önemlisi düştüğümüzde bizi kimsenin kaldırmadığını öğreneceğiz, birilerine yük olacağız, kendimize yük olacağız, bazen faydalı bazen ise işe yaramaz bir insan olacağız. İnsanların duygularını çevrenin etkilediğini anlayacağız. Ama çevre koşulları neyi istiyorsa o olmayacağız, olmamalıyız. Çünkü hepimizin bir kalbi var iyi ya da kötü. İnsanların birbiri için anlamı olmalı her şeyin bir anlamı varken insanların da birbiri için bir anlamı olmalı. Gitmiyor bazı şeyler, bazı anılar, bazı izler silinmiyor hayatımızdan ama bizler yeni sayfa açmalıyız. Aklıma şu soru geldi onu da yanıtlamak isterim giden mi suçlu kalan mı? Bazen kimse suçlu değildir. Her şeyde bir suç aramamalıyız kendimiz dışında insanlarda hata aramamalıyız kendimize dönüp bakmalıyız doğruyu görmek için. İkisinde de yoktur. Giden kendini düzeltmedikçe ve kalan acı çektikçe kimse suçlu değildir. Bazen tek suç insanların anlamlandıramadığı duygulardır. Evet hepimizin hataları var ama önemli olan o hataları bir daha yapmamak değil midir? Yine de her şeye hata ya da yanlış gözüyle bakmamalıyız. Keşke hepimizin yeniden yazma gibi bir yeteneği olsa.
Hayatın Mucizeleri
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum