7 Mayıs 2024’den beri tek kelime yazı yazmamışım buraya.Uzun zaman olmuş.Neler yaşandı, anlatmaya değer hadiseler gelmedi mi başına dersen, bilirsin her zaman gelir. Aslında hadiseler mühim olduğundan ya da anlatılmaya değer olduğundan değil, bir anlatıcı olmaya karar vermemle alakalı bir durum sanırım bu.
Evet… Bir pazartesi günü saat 16.19′ da hangi rüzgar beni buraya attı öncelikle bunu kendime açıklamak isterim: İşime başlayamamak. Elimde iki adet sözleşme var hazırlanmayı bekleyen, ama ben de kendimi hazırlıyorum onları hazırlayabilmek için. İnsan bazen suya öylece atlayamıyor, hatta ayağını bile sokası gelmiyor. Öyle bir gündeyim. Mutsuz muyum?
Yazım bölündü, sebebi gerizekâlı iş arkadaşımın bana iş kitlemesi…
Dünyada sadece memnun olmadığımız şeyleri mi değiştirmek isteriz? Sıkılmak, daha iyisini istemek, var olanı sürdürmek de değişime dahil midir? Bu soruyu bana bir insan kaynakları müdürü sormuştu, “Neden var olan işinizi değiştirmek istiyorsunuz?” demişti.
Siz işinizi sadece memnun olmadığınızda mı değiştirirsiniz demiştim, epey sinirlenmişti. Şimdi kendime soruyorum memnun olmadığın bir şeyi mi değiştirmek istersin yoksa herhangi bir şeyi mi?
Bir diğer hususa geçiyorum, tokat gibi suratımıza çarpan bir ekonomi. Ulan ya.
Ahir zamanın sorunu bu olacak bakın, kayıtlara düşün yarın bir gün mahşerde çıkar. Ben belki dünyayı değiştirecek, harika ameller işleyecek bir insanken anasını sattığımın ekonomisi yüzünden on dakikada Ali Koç’ a bağlıyorum. Değişim biz ortadoğu insanları için parayla doğrudan alakalı artık. Paraya dönüştürülemeyen hiçbir girişim değerli değil, sadece zaman kaybı olarak görülüyor. Bunu eleştirmiyorum, yanlış anlaşılmasın ben Orhan Pamuk değilim. Bence ne yapalım varya önce yaşadığımız gerçekle bir barışalım.Evet bu ülkede, bu coğrafyada, güncel şartlarda para kazanmak çok önemli ve elzem. Her ne yapacaksam bu bana para da kazandırmalı. Yok öyle dünyayı bedavaya değiştirmek.
Özeleştirimizi de yaptıysak yavaştan sorumuza dönelim, Berna dünyanın neyini değiştirmek istersin?
