İlk ne zaman bu serüvene daldım hiç bilmiyorum ama eminim ki okuma-yazma öğrenir öğrenmez kütüphaneye koşmuşumdur. İlkokula giderken her kütüphane gizli mabedim olmuştu. Bulduğum her kütüphaneye dalar kitap alamayacak olsam bile o azıcık zamanda deli gibi okurdum. Okul gezilerine katılırdım ve yine ilk uğrağım tabi ki sahaflar olurdu. O eski kitap kokularını şimdi bile duyabiliyorum. Her seferinde bambaşka dünyaların kapılarını açardım kendime. Sizce de her bir kitap kurtuluş değil mi? Sevmediğimiz, alışamadığımız bu hayattan, bu insanlardan…
İnsanlara küstüğüm şu zamanlarda kitaplara sarılıyorum ve anlıyorum ki benim hayatım kitaptan ibaret. Ne tür okumaktan zevk alıyorum hiç bilemedim şimdiye kadar ama sanırım tüm kitaplar ilgimi çekiyor. Masal, roman, şiir, korku, macera, hayal… Bu yaşına gelmişsin masal da okunur mu demeyin. Öyle güzel oluyor ki adeta o an bir çocuk oluyorum. Yine kütüphanelere kaçıp kuytu köşelere saklanıp yeni kitaplar bulduğumu hayal ediyorum. Onları deli gibi okuyup yeni hayaller kuruyorum. Hani belki izlemişsinizdir ‘ Anne with an E’ dizisini. İşte ben o hayalperest kız oluyorum adeta. Hayal dünyam o kadar güzel ki oraya sahte insanların sahte duyguların ulaşmasına izin vermiyorum. Ve ben hep kitaplarla kendi hayal dünyamda yaşamanın hayalini kurdum hep…