Hayat, mutlaka bir dönemde bizi güzelin üstüyle buluşturuverir, en güzel olanla yolumuzu kesiştirir ve o insanla ömür boyu mutlu olabileceğinize inandırır. Bu insan ya aşkındır ya da dostun; böyle değeri biçilemez olan , hiç kimsede var olmayan, bizi her şeyden çok daha mutlu kılan.
Öyle ki bu şeye ihtiraslı bir şekilde tutunuruz. Çünkü farklıdır, tektir, seni özel kılandır, bize aittir ve muhteşemdir. Lakin yine de bir şekilde bunun kıymetini bilemeyiz , şımarır ve bencilleşiriz. Hatta güzel duygumuzu hayatımızı daha da güzelleştiren bu insana karşı saydamlaştırır belki de yok ederiz. Çünkü kıymetini ne kadar çok bilsek yahut kaybetmekten korksak dahi yine de insanoğlunun en kötü huylarından olan nankörlüğe yenik düşüveririz. Bizi bu kadar mutlu eden insana karşı tüm iyi niyetimizi kapatır hatta kötünün en kötüsüyle ona karşı tavır alırız. Çünkü çok iyi biliriz bu kişi ‘benden asla vazgeçemez’ düşüncesini. Aslında en kötüsü de çoğu zaman istemeden kötülük ederiz karşımızdakine, belki de farkında bile olmadan…
Hayat İşte, Kaybedişimiz Nankörlüğümüzden
Öyle hayat ya işte; bizi mutlu eden insana karşı olan nankörlüğümüz yüzünden, bizi en özel ve mutlu kılan bu insanı kaybederiz. Halbuki en güzel duyguları bize bahşeden bu kişidir lakin değerini bilmeyen yine bizizdir .
Ve o güzel duyguları bahşeden insan , çok yorulmuştur, bıkmıştır, sıkılmıştır ve en kötüsü de sevmekten korkar hale gelmiştir. Zira en sevdiği tarafından zedelenmiştir yüreği; çünkü sevdiği nankördür…
Nankörler ise, epey süre bu insanı kaybettiğinin bile farkına varamazlar çünkü umursamazlar; kendilerini daima en değerli hissetmişlerdir bir kez ve bu duygudan kolay kolay çıkamazlar. Ta ki hayatın okkalı tokadıyla karşılaşana dek bu okkalı tokat yalnızca ‘gerçektir. Nitekim gerçekler, insanın suratına öyle bir çarpar ki yerinden bile kalkamaz hale gelir insan. En nihayetinde nankör er ya da geç her şeyi anlar, anlasa bile artık çok geçtir…
Hayat ya işte, öğretmiyor baharın kıymetini, kışı yaşamadan anlayamayacağını.
Önerilen İçerik: Değişiyor ve Yalnızlaşıyoruz