Henuz gencim ve genç olmam hayatın gerçekleriyle yuzleşmedigim anlamına gelmiyor. Yoruluyorum, hem de çok hayatın bu kadar agır olması beni uzuyor. Yapmam gereken sorumlulukların içinde kayboluyorum bazen…Dışarıdan bakınca ne kadar da neşeliyim, ne kadar da mutluyum.Kimse içimi görmuyor ,içimdeki mutsuzlugu,özguvensizligi…Neden mi böyleyim, cunku yaşıyorum.Yaşam bu degil mi zaten zorluklar içinde ayakta kalmaya çalışma seruveni.Benim yaşımdakiler hayatını yaşıyorken ben boşluktayım , konuşabilecegim kimsem yok belki de.Ne kadar da berbat bir şey degil mi etrafında kimse yok,iletişim yok , hayatı yaşadıgına dair en ufak bir kırıntı yok…
Nasıl yapacagım peki, nasıl hayata baglı bir şekilde yaşayacagım?
Her gun boktan meseleler karşısında içimdeki butun heves kırılıyor.Yapmaktan zevk aldıgım şeylerden nefret ediyorum.
Para yok,mutluluk yok,huzur hiç yok,hayat hevesi yok,yaşam kalitesi yok.O zaman neden yaşıyoruz?
Şu hayatta 1 gun bile tamamen mutlu olamıyorsak,mutlu oldugumuz sure yarım saati geçmiyorsa neden yaşıyoruz?Neden insanlar mutlu olmak için cebini kontrol ediyor?
Çunku hayat pahalı arkadaşlarım,mutluluk pahalı,huzur pahalı…
Hayatımda her konuda yoklugu tatmış biri olarak söylemeliyim ki ne kadar paran olursa olsun bazen mutlu olamazsın.Sadece kendini tatmin edersin, ama hayatın gerçekleri yuzune vurdugunda neyin ne oldugunu anlarsın…
Eger ne anlatmak istedin derseniz?
”HAYAT ZOR KARDEŞLERİM”
Seneca
Hayat bir nefestir, aldığın kadar.
Hayat bir kafestir, kaldığın kadar.
Hayat bir hevestir, Daldığın kadar…