Tüm pişmanlıklarınızın , hayallerinizin ve isteklerinizin gerçekleştiği bir ada düşünün… Neler istemezsiniz ki?
Belli bir “ödül” ile gelen davetiye ile bir grup insanın ada içerisinde yaşadığı korku dolu anları anlatan bu film. eğer “Hayal gerçekleşseydi neler olurdu?” sorusu sorduruyor bizlere. İlk başlarda hepsinin amacının,hayalinin farklı olduğunu düşündüğümüz gruptakilerin, sonrasında birbiriyle bağlantısı olduğu ortaya çıkıyor. Film bize “Hayattan gerçekten ne istiyoruz? ” sorusu sorduruyor. Biraz felsefi açıdan bakmak gerekirse, cevapların önemsiz olduğu çok fazla soru elimizde kalıyor. Korkularımız ve arzuladığımız her şeyin bir arada olduğunu söylemek mümkün bu adada. Öyle ki belirli bir kombinasyon ile kapının ardında tüm hayalimizi yaşayabilmek belki de değer atfedecek birçok şeyin elimizden kayıp gitmesini izlemek ya da tam tersi…
Kapının ardında yaşadığımız hayal bizi ne kadar tatmin edecek? Gerçekten olan ile sadece o anlık olan arasında ne fark vardır? Bazı şeyleri değiştirmek ne kadar doğrudur? Bazı istekler, kaderimizi tam olarak değiştirebilir mi? Bu film bize birçok sorunun dışında, belirli bir intikam doğrultusunda ne kadar ileri gidilebilir mesajı da vermektedir. İntikamın ne kadar sıra dışı bir eylem olduğunu söylemek doğru olacaktır. Gerçekten istediğimizi zannettiğimiz birçok hayalin, sadece hayalden ibaret olduğunda değerli olduğunu, gerçekleştiği zaman bir anlamı kalmadığını söylememiz mümkündür. Senaryo bazen gereksiz şekilde uzatılmış hissi verse de derinlemesine incelendiğinde aslında, muhteşem bir haz yaşanacağını göstermektedir. Son olarak da bu ada, hayallerinizin sonuçlarına katlanmak gereklidir. “Bazı hayaller başkalarına zarar verecek düzeyde olabilir” mesajı veren bir film olduğunu da söylemek gerekir.