Mahzenim misal Bağdat gözlemevi
En güzel yıldızda takılı kaldı gözlerim
Azıcık yılın kör ettiği gençliğim
Kimden çıkarayım hıncımı imdi?
Elde avuçta yanmış yansıma
Komşular uzakta, pişen aş düşmez bana
Kendim harici kimsecikler kalmamışsa
Ne gelir elden başka?
Mazlumun aşının aroması kahır
Harap olmuş ak yeleli ahır
Harelenmiş bakarken kehribar
Hara dalga dalga kül kalır
Nerde ahali? Dünya doluyken hınca hınç
Bu işte bir terslik var, ahval ilginç
Edinç bir avuç ezinç iken zatıaliniz erinç
Toprak ile fakire bakınınca: Diri mi yahut ölü mü dinç?
Taş çatlasa yüz yıllık yaşam mıdır avunç?
Kaya gibi tutar inanç, bir günlük aş övünç
Umursuz, har hur içinde itişip kakışın
Cesetler harar içine itilip tıkılır
Uygur kan süzülürken canlanır
Uykundan sıçrar isen göz istemle açılır
Soğuk keserken, kanın sıcağından nefes buğulanır
Kısrak har içinde kalmış
Sahibi içeri dalmaya kalkışır
Ortalık harap
Nefs ister harabat
Beyaz yele kül
Payidar tahribat
Giyotin bilir incelikli katliam
Önce canan kıyılır sonra can
Hayale tutunamayan gerçekten kayar
Cani kimse cahil değil; cehaleti kullanan
Cahil ise caniye baş hizmetkâr!
Edinç: Edinilen şey
Ezinç: Azap
Erinç: Hiçbir eksiği, hiçbir üzüntüsü ve acısı olmama durumu, dirlik, rahat, huzur
Avunç: Avuntu, teselli
Hare: Bazı nesne, canlı, göz vb. nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş, dalgır
Hara: 1. At üretilen çiftlik, aygır deposu 2. Hare
Harar: Çoğu kıldan dokunmuş, büyük çuval
İstem: (psikoloji) İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi