Bu kadar saçma başlık olur mu ? dediğinizi duyar gibiyim. Burada kendi düşüncelerimi paylaşmayı seviyorum. Bildiğiniz üzere ve bir önceki yazımda da söylediğim gibi gündemimizi oldukça meşgul eden ve çok önemli olan corona (korona) virüs var. Ve bu konuda #hayatevesığar hashtag’ ini kullanarak bizlerin evde kalmasını istiyorlar. (ne kadar haklı olduklarını hepimiz biliyoruz.) Ve bu slogana bir çok ünlü isimlerde destek veriyorlar. Ve bir çok şarkıcı evlerinden insanları bir nebze içinde bulundukları bu buhrandan kurtarabilmek için canlı yayın açıyorlar. Bende bir arkadaşım vesilesiyle bu gün hatta az önce Gökhan Türkmen’in canlı yayınına denk geldim. Bir işim olduğundan dolayı telefonu yanıma koyup bilgisayarla ilgilenirken birden fark ettim ki biz radyo olarak telefonumuzu kullanıyormuşuz. Radyo da her şey gibi teknolojiye uyum sağlamış ve evrilip yaşamımızın bir parçası olmuş. Sadece canlı yayın olarak değil telefonun,televizyonun, bilgisayarın,tabletin ve sayabileceğimiz bir çok teknolojik eşyanın içinde farklı uygulamalarla yer almış çoğu zaman” günümüzün görüntülü radyosu olmuş.”
Fikrimce radyonun eski hali güzeldi. Başına toplanılıp bekleme heyecanı güzeldi. Onun başındayken yapılan sohbetler güzeldi. Bence eski zamanlar güzeldi. Diyeceksiniz o dönemlerde mi yaşadınız nereden biliyorsunuz? Hayır görmedim ama o kadar güzel olduğunu dinledim ki… Seçme hakkım olsa o dönemlerde yaşamayı seçerdim. ” görüntülü radyo” değilde radyonun evrilmemiş ve orijinal şeklindeyken ki halini dinlemeyi seçerdim. Ama günümüze kadar evrilerek süregelmiş olan görüntülü radyolarımızda hiç rahatsız edici değil hatta bizim için bu burhanlı zamanda bir terapi yöntemi seklinde sanki.