bir şeyler yaşıyorsun, dağılıyorsun ve bir daha toparlanamam sanıyorsun. toparlanıyorsun ama, sönen yıldızların yerine daha parlakları geliyor. ay yerini güneşe bırakıyor. daha iyi hissediyorsun, her şey yoluna giriyor. daha gencim diyorsun, güçlüyüm diyorsun. bana bir şey olmaz’larını dilinden düşürmüyorsun. yaş alıyorsun ama ruhun çocuk. yağmurdan keyif alıyorsun, doğan güneşi seviyorsun. şarkıların var hem, kitapların, dizilerin, filmlerin. arkadaşların var, hepsi elini tutup seni dipten çıkarmak için hazır olda bekliyor. çok sevdiğin mutfak masası ve aspiratör ışığı bazen canını yakıyor, ama yine de sevmeye devam ediyorsun. durup dururken, çok alakasız yer ve zamanlarda ağlıyorsun. hıçkıra hıçkıra. olsun, insansın. ağla. dinleme kimseyi artık. yeterince dinledin. yirmi yıl, kendini susturdun insanları dinledin. yirmi yıl, herkese koştun kendine dermanın kalmadı. yavaşla artık, derin derin nefes almaktan kaçma. canın yanabilir, insansın. hak etmedin, olur öyle şeyler. kalbin kırıldığı için daha keskin kırdın, olur öyle şeyler, insansın. yavaşla artık güzelim, ya-vaş-la. kendi sesini duy artık. dünya bir müddet sussun. herkes kendi derdiyle ilgilensin ama sen kendinle ilgilen. ağlayabilirsin, tutma kendini. al kahveni, çık terasa, üşü biraz. burnun kızarsın, parmakların donsun. insan olduğunu hatırla, tüm duyguları yaşaman gerektiğini. canım benim, kendine haksızlık etme daha fazla.
üç diyince gülümsüyoruz. üç.