Gri Düşüncenin Yansıması

Fotoğraf sahibi: Lukas (@Lukas on Pexels)

Hala yaşıyorum . Hayattayım ve bunun iyi mi kötü mü olduğuna dair fikrimin sürekli değişmesine rağmen ne yazık ki gerçekte ne istediğimi bildiğimi sanmıyorum . Çünki bu da değişiyor . Gün içerisinde ki hava durumu , yaşadığım yerin coğrafyası , psikolojim ve ruh halim üzerinde önemli etki bırakıyor . Ne kadar güzel olurdu sürekli iyi hissetseydik . En azından zamanın çoğunda kötü hissetmeseydik …Zaman hızlı geçerdi ve belki de üzüntü olmadığı için uzun ömürlü olurduk ihtimal …Bugün yine kafam sıfırlanmış olarak kalktım yataktan . Neredeyse düne dair hiçbirşey hatırlamadan uyanıyorum . Az bir hatıra aklımda kalıyorsa , o da dün yada bir önceki güne dair yaşadığım olumsuzluklar oluyor . Hernedense uyandığımda aklımda kalan hiçbir şeyin olmaması yada içinde bulunduğum güne dair bir beklenti yoksa genelde sıfırdan başlamak gibi bir durumla karşı karşıya kalıyorum . Bu her seferinde aynen böyle gerçekleşiyor . Her uyandığında kafanın / beyninin sıfırlanması ve o gün içinde birşeyler yaşadıktan sonra , tekrar uykuya dalarak hepsini unutmak …Bazen işkence gibi olur bu , bazende acı şeyleri unuttuğun için rahatlama sebebi – kontrol dışı bir kurtuluş reçetesi hükmüne geçer . Ancak bunun süresi tek bir günlük . Her gün bitiyor ve ertesi gün yenileniyor . Bu kısır döngüden kurtulmak için ne yapmam gerektiğini inanın bilmiyorum . Zaten zaman dar , birde üzerine değişmeye çalışmak için çaba sarfetme faslı girerse sonucunda ne olucağını kestirmek zor açıkçası . Elimizde ki imkanlarla yetinmeyi öğrenme zamanı geldide geçiyor . Bu öğrenme basite indirgenecek bir öğrenme şekli değildir . İnsan bunu hayatında bir defa öğrenip , sonrasında ömrü boyunca uygulayabilirse , kısır döngü devam etse bile kendini o kadar kötü hissetmez . Ama ne yazık ki zihnimizi sorun çözmekten çok sorun oluşturmak için kullandığımız zamanlar sayesinde , kendi oluşturduğumuz sorunları yine kendimiz çözemiyoruz . İşler içinden çıkılmaz bir hale geliyor bazen . Keşke kendimizi sıkmadan , kendimizi kontrol etmeyi bilseydik . Benle benzer durumda olanlar için söylüyorum . Olduğu gibi kabullenmek lazımdır belki de …Sanki hiçbirşey hissetmiyormuş gibi . Yeter ki insanoğlu şikayet ederek harcayacağı zamanı , uğraşarak harcasa değil mi ? Kalbim nerede diye soruyorum , o zaman ruhumdan bir ses yükseliyor ; ” kalbin kimi seviyorsan , onunla beraber ” . Sonra sorduğumda ; ” tek başımayım ,nasıl beraber olabilirim sevdiklerimle ” diye ? Ruhumdan , derinlerden bir ses daha geliyor ; ” Ben senin ruhunum ve dolayısıyla gerçek kimliğin benim . Kimleri seviyorsan , tek bir tane bile hariç olmamak üzere enerjini onlara gönderiyorsun . Bunun geçmişi , şuanı ve geleceğinde sevdiklerinle ortak yönün olmasa , onları sevemezsin . Dolayısıyla aranızda ki enerji bağı ve onların düşünceleri ile senin düşüncelerinin gittiği yerde zaten birliktesiniz . Çünki onların hissettiklerinin gittiği yer ile senin hissettiklerinin gittiği yerde aynıdır . Düşünceler ve hisler , birbiri ile ayrılmaz bir bağlantı misali beraberse bu böyledir . Hem biraz olsun empati yapmak istesek , nerden biliyoruz ki sevdikleri ile ayrı olduğunu düşünen tek kişinin kendimiz olduğunu ? Fiziksel olarak tek başına olan birçok sevgili vardır . Ama ruhları birlikte , adeta kutsal bağı andıran bozulmaz bir mühür gibi yan yanadır bu aşıklar . Onun için diyorum kendime ve benim gibi olan yalnızlara ; ” unuttuğun için yalnızsın , düşün , hatırla ve hisset kötü biryerde olmadığını . Yer ettiğin kalp asla cehennem değildir .

Baybars Işık
Sihirli yalnızlık zehir gibidir, ama aşk karanlıkta elenir. Lagün çiçeğini koklayarak devam et ki kavalcının sesini dinlemeye; " yolun sonunda o seni ulaştırsın acıyla terbiye edilmiş batık sarayın diplerinde ki ışığa ".
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Dünyanın En Güzel Yeri mi?
Sonraki
Vahşetin Kısır Döngüsü

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.