Herkes duyan, gören, konuşan bir kayıtsız
Kayıtsız, herkesin adıdır.
Kayıtsız, var olma çabası gösterendir.
Çünkü her şey, içi doldurulmuş bir hiçlik…
Kayıtsızlık, var olma çabasını bulaştırmaktır.
Hareketli bir minyatür insanlık,
İçi dolu hiçliğin labirentlerinde gezinen
Herkes tek kişi, çoklu bir yakınlıkta
Kanserli bir zihnin kıvrımlarını lastik gibi uzatmak tüm mesele.
Tanrı içimizden biri, yani herkes
Kimse kendine inanmak istemediği için var Tanrı.
Kişinin kendi duvarına çarpmasıdır nefes almak
O duvar da görünmez olduğu için ilerleriz, boşluğa…
Zaman düz bir çemberdir
Buna anafor diyebilirsin
Estetik bir baş dönmesidir bu.
Her baktığında daha da anlam verirsin.
Anlam, hiçliğin kudretli tohumudur.
Filizlenmesi için bir ömür geçer
Ve ölümün çiçek açtığını görürsün, SON’da
Geçmiş sürekli gençleşen bir kadavraya benzer
Ve sen ona ‘’gelecek’’ dersin.
Eğer istersen, ölümün süslenip ters şeride
giren bir hanımefendi olduğunu görürsün.
Fransız maskülenliği, eylemsiz bir tavırla
ayaklı aykırı olmayı öğretir sana.
Kafein yumurtlayan bir sanatla tacize uğrarsın.
Can sıkıntısı, her şeyi anlamaya çalışmanın
hayal kırıklığıdır.Bunu ileride daha gerçekçi bir tavırla söyleyeceğim.
Geceyi sana sevdirten şey, kimsenin görmediği
bir kuytulukta ona taciz etme fikridir.
Bir örümceğin sekiz gözü vardır.Bütün sessizlikleri
gören sesli harfler gibi.
Bütün konuşma eylemi, kendi yalnızlığında ağ kurmayı becerememiş örümceklere benzer.
Yeterince kasvetli ve örselenmiş….