Ah şu yalan dünya! Altı üstü iki tahta parçası iki et paçavrası ne var sanki bu kadar zor bu kadar anlaşılmayacak herkes herkese düşman .Ah eski kafalı dünya illa acıyı ,hüznü iliğine kadar yaşayacaksın. Sonra da utanmadan kalkıp keşke diyeceksin ne var yani ölmeden yaşamanın kıymetini anlasan .İlla o son kurşunu yiyeceksin sonra utanmadan savaştım diyeceksin .Bak koca kafalı dünya savaşmak, yaşamak demektir. Öyle her fırtına da devrilmek değil usul usul yaşamak sanki her nefes alışında gökyüzüne merhaba diyecekmiş gibi….Sanki her kahkaha atışında beyazlıklara bürünecekmiş gibi…
Konuşması kolay deme sakın ,aç kulağını A.Hepburnü dinle “Hayat bana ne yaşatırsa yaşatsın ,ne kadar kötü insanla karşılaştırırsa karşılaştırsın ,ne kadar acı yaşarsam yaşayayım .Üç şeyden asla vazgeçmeyeceğim .Kendin olmak ,kötülüğe ve kötüye karşı susmamak ,nefes aldığım sürece mutlu olmaya çalışmak .İşte yaşamak budur koca kafalı dünya .…
Sen hiç gökkuşağı gördün mü ?Hani çişil çişil yağan yağmurdan sonra bir de güneş parlayınca. İşte yaşamak gökkuşağı olmaktır, yaşamak renklere ait olmaktır.Maviye,sarıya,siyaha… Ah eski kafalı dünya ah !Hayat bu kadar renkliyken nedendir bu isyanın ?Ait olamıyorsan gökyüzüne al eline fırçanı … Umut edebilmek var olan umutları canlı tutabilmek için kullanılan en renkli bahanedir gökkuşağı.
RESİM: Ayşe KÜÇÜKUYSAL