Girişimciliğin Üniversitelerde Yeri ve Önemi
Üniversitelerde girişimcilik konusu son zamanlarda popülerleşmeye başladı. Girişimcilik üzerinden reklamını yapan birçok üniversitede dahi gördüm, ancak önemli olan yeterli şekilde girişimcilik konusunda bilinçli olup olmadığımız çünkü benim gözümde girişimcilik üniversitelerde derslerde işlenecek, vizesi ve finali olan bir ders olmamalı. Benim görüşüm gençlere “neden girişimcilik?”, “girişimciliğin yararları olduğu gibi zararları var mı, bunlar nelerdir?”, “Girişimcilik bir meslek dalı olarak görülmeli mi?” gibi sorularının yanıtları bu işi yapanlar yani tecrübeli kişiler tarafından anlatılması.
Girişimcilik Konusunda Üniversitelerin Görevi
Üniversitelerin girişimcilik konusunda, ülkede iyi start-up şirketleri kurmuş kişilere ulaşıp, öğrencileri onlarla buluşturup, tanıştıran bir ortam sağlamak gibi bir görevleri olduklarını düşünüyorum. Görevleri diyorum çünkü ülkemizi, teknoloji ve katma değer ortak kesişiminde olan girişimci insanlar kalkındıracak. Bu yüzden üniversiteler bulundurdukları her bölüme (Mühendislik, Bilgisayar, Fen, vb.) zorunlu bir girişimcilik eğitimi vermeli ve bu konuda bilinçlendirmelidir, hatta ve hatta tıpkı Danimarka’daki gibi bu eğitimi ilköğretimden beri öğrencilere verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
İki Lise Öğrencisi Girişimci: Cavid ve Kerem
Bu konunun önemini geçenlerde gördüğüm çok güzel bir haber ile açıklayabilirim. İsimleri Cavid ve Kerem iki lise öğrencisi genç arkadaş kimya alanında bir girişim yapmışlar. “Robust Dye” adında Nano teknoloji altyapısı ile bütünleşmiş teknolojik bir boya üretmişler. Bu boya %82 oranında ısı iletkenliği sağlayarak elektrikli ve duvardan ısıtma yöntemlerinde kar sağlıyor. Bu iki arkadaşın hayalleri de girişimleri olan “Robust Dye’ın 10 yıl sonra Türkiye’nin tüm kara yollarında, havaalanlarında ve deniz, hava ulaşım araçlarında faaliyete geçirip satışa sunmak, merkezlerini de Seatle da kurmayı kendilerine hedef koymuşlar.
Şimdi kafamdaki soru şu; bu örnekteki liseli kardeşlerimizle, üniversite mezunu arkadaşlarımızın arasındaki fark ne? Bugüne kadar on binlerce kimya (mühendislik vb.) bölümlerinden mezunlarının akıllarına neden bu fikir gelmedi? Aralarından hiç mi iyi eğitim alan yok, kesinlikle vardır. Bence tek fark liseli kardeşlerimizin öğrendikleri şeyin bilincinde olup bunu sentezleyip ve ülkeme, dünyaya nasıl satarım diye düşünebilmeleri, buda girişimcilik farkındalıklarının yüksek olduğunun tespidir.
Girişimcilikle İlgili Birkaç Öneri
İyi güzel konuştun Ertan peki sence neler eksik, neler yapılabilir diye sorarsanız size birkaç önerimi sunabilirim.
1. Girişimcilik derslerinde puanlama sistemi, vize ve final üzerinden değil de öğrencinin yaratıcılığını köreltmemesi açısından kendi belirlediği bir proje üzerinden değerlendirilmeli. Bunun yararı, öğrenci yaptığı projeyi üniversitenin son haftasında öğrencilere ve hocasına yatırımcılarıymış gibi sunarak kendini ifade edebilir ve böylece özgüven kazanabilir.
2. Üniversitelerin ve girişimcilik kulüplerinin bu işi bilinçli bir şekilde organize edip, üniversitesindeki öğrencilerine start-up şirketi kurmuş, girişimcilik konusunda tecrübeli misafir konuşmacıları getirterek aydınlatması gerekir.
3. Girişimcilik kulüpleri, girişimcilik konusunda önceden yol almış üniversitelere (örnek: Boğaziçi, İTÜ) etkinliklere gidilebilir oradaki ortamı gözlemleyip kendi üniversitesine uyarlayabilirler.
4. Girişimciliğe teşvik için üniversitelerin de rolü büyüktür, bu işe bütçe ayırmalı ve girişimcilik yarışmaları yapmalıdır.
5. Üniversite öğrencileri, şirketlerle veya start-uplar ile beraber workshoplar düzenlemelilerdir.
6. Her dersin hocası 14 haftalık müfredatlarının en az 1 haftasında kendi alanıyla ilgili ülkesinde veya dünyadaki bir girişimi işleyebilir.
(Örnek: Sigorta dersinde sigortam.net’ten bahsedilmesi, Bankacılık dersinde “Fintech” girişimlerinden bahsedilmesi veya insan kaynakları yönetimi dersinde youthall.com’dan bahsedilmesi.)
Bir yıl inovasyon ve girişimcilik kulübünün başkanlığını yapmış biri olarak bu yazıyı yazıp içimi bir nebze olsun dökmeye çalıştım, umarım bir şekilde kendimi ifade edebilmiş ve okuyan sizlere faydalı olabilmişimdir.
Son olarak Mark Twain sözüyle bitirmek istiyorum:
“Bundan yirmi yıl sonra yapmadığınız şeylerden dolayı, yaptıklarınızdan daha fazla pişman olacaksınız. Demir alın ve güvenli limanlardan çıkın artık. Rüzgarları arkanıza alın, araştırın, hayal edin ve keşfedin.”
Bu İçeriği Okuduğunuz için Önerdiğimiz İçerikler:
- Belçikalı Girişimci Yassine Kharchaf ve Başarı Öyküsü
- Gençlerin Kaderini Değiştiren Girişim: MolenGeek
- Türkiye’de Girişimci Olmak
İlginizi Çekebilecek Faydalı Bağlantılar: