Geride Kalanları Hiçe Saymak Aslında Kendini Hiçe Saymaktır, Bu Bariz Ve Aşikârdır!
Gitmek nasıl olur bilmiyorum, hiç gitmedim ki sevdiklerimin gönlünde. Uzun yola çıktım, seyahat ettim, şehir değiştirdim lakin hiç gitmedim, gittiğim sadece yollardı, açılan kollar kapanmadı hep sardı ve yeniden sarmak için açıldı.
Giderken geride kalanların özlemi ile tutuştum koştum vardım sarıldım bu yangını söndürdüm.
Acaba, gidenler hiç mi geride kalanları özleyerek özlem ateşi ile yanarak kavrulmuyorlar mı? Yanarak kavruluyorsa, bunu kavuşmak ve sarılmak söndürür, başka yolu varda ben mi bilmiyorum hayretler içinde kalarak?
Geride kalanları hiçe saymak aslında kendini hiçe saymaktır, bu bariz ve aşikârdır!
Öyle ise nasıl oluyor isteyerek gitmeler, ölüm hariç neden küslük içinde bir ömür kalarak gitmeleri yaşıyor bu gidenler, Rabbim yakın etsin.
Cam değil can kırıklarını insan kalbine bata bata nasıl rahat yaşar ki gidenlere soruyorum, gerçekten bir sebebi varsa bir şey diyemeyeceğim lakin ben gider arkama bakmam diyenlerin amacı nedir? Nasıl bu can kırıklıklarını kalbinde bata bata taşıyor anlamıyorum gerçekten!
Tamam, gidiyorsun geri döneceksin bu gitmek değil vedalaşmak değil, yola çıkmak ve yoldaki işin bitiminde geri dönmektir, anlamıyorum azizim bu gitmeleri geri dönmemeleri(ölüm hariç).
Geçinemiyoruz, monoton oldu hayatımız, heyecanını kaybetti, ara bul, bizlerde aynısını yaşıyoruz çoğumuz, monotonsa, al git demiyor seninse bu manto montsa, az güzel olanı anlatsana ne beklersin ben gibi? Geçinemeyecek ne var bir yaştan sonra, zevkler ve renkler tartışılmaz herkesin zevki birinci mevki olursa, ikinci mevki boş kalır, az ikinci mevkide yolcuk et sonra geçersin ya birinci mevkiye ya üçündü, dördüncü mevkiye, yürümekle ayak aşınmaz, aşınan ayakkabı olur, ayakkabıda insandan değerli değildir artık yani!
Mehmet Aluç