GERÇEKLEŞEN MASAL’LAR
Hepimiz henüz bu kadar büyümemişken, geceleri uyumak yani hayal kurmak için masallara ihtiyacımız vardı. Daha çok küçük yaşlarda kulaklarımıza fısıldanan olması gerçek olmayan başka bir dünya insanlarıydı onlar.Çoğunu dinlediğimizde yatarken onları görmek ister kimimiz de sonunda masal bu ya oldu ya getirip prensesi kurtaran prens olmayı hayal ederdik.
Masalların gerçek olma ihtimali olmadığından hepimiz,masallar dinlediğimizde hayallerimizde onları canlandırırdık.Her çocuk kendi masalı’nın Tarantino’suydu. Senaryo aynıydı ama hepimizin masallarda ki başrolleri farklıydı,mekan farklıydı,kimimizde Cindrella (Kül Kedisi) sarışındı,kimimizde ise esmer..
Kimizim Joker olur, Harley Quinn’ imizi yaratırdı.. Kimimiz Kaptan Jack Sparrow olur, Deniz kızımızı arardık……
Böyle zamanlarda biraz büyüdükçe okumayı öğrendiğim de ilk deniz kızı ile orda tanışmıştım,
Hans Christian Andersen’in ”Küçük Deniz Kızı” masalında, deniz kızlarının, yaşadıkları yeri şöyle tanımlıyordu;
”Engin denizlerin suyu öylesine mavidir ki,mavilerin en güzeli bile bu suyun renginin yanında sönük kalır,kristal gibi berraktır ama çapa atmak içinde çok derindir,yüzeye çıkmak için bir hayli kule yığmak gerekir,işte bu derinliklerde deniz kızları yaşarmış..”
Bu masal’ı okuduğumda Deniz Kızlar’ını araştırdım,gerçekten öyle bir yer varmıydı? Deniz Kızları’na binlerce masallar yazılmıştı,gerçekten bu kadar güzeller miydi ?,onları gören var mıydı ? çok araştırdım ama Deniz Kızları sadece masallardaydı…
Kimi denizcilerin günlüklerinde,kimi gizemli romanlarda, kimileri ise filmlerdeydi.
Bir Elf Prenses’inin efsanesine göre aralarından bir tanesi gerçekleşen masalların birinde kendine yer bulacak ve su yüzüne çıkacaktı,bu gerçekleşen masalın Deniz Kızı, Bir kaç gece önce denize yakın bir şehirde kıyıya çıkmış ve efsaneyi gerçekleştirmişti…