KONDA araştırma şirketi Genel Müdürü Sayın Bekir Ağırdır, gençler arasında “dindarlığın” gittikçe azaldığını ifade etmiş.
Burada, bu yazıda, rakamlarla uğraşmayacağım.
İsteyen, KONDA şirketinin web sitesinden istatistiklere erişebilir.
Dindarlık ve dindarlaşmanın gençler arasında azaldığının söylenmesi, demek ki siyasal iktidarlarca bunun bir baskı yöntemiyle empoze edilmesinin geçerliliğinin başarısızlığını göstermektedir.
—-*—-
Şu bir gerçek… Metropolleşme ve aşırı göç ile birlikte büyük kentlerin aşırı yerleşime açılmasıyla beraber, kırdan kente göç, burada yetişen gençlerin kendinden önceki kuşaklara göre çok daha farklı bir sosyal çevrede yetişmesine vesile olmaktadır.
—-*—-
Tabii genç kitlenin mikro teknolojik aygıtların yeşerdiği ve geliştiği bir dönemde, eski kuşaklarından farklı bir yaşam tarzlarının olması, yine hayata bakışlarının daha “özgür karakterli” olması, itaat ve biat gibi karakterlerine uyuşmayan davranış örüntülerini reddetmeleri, tüm bunlar gençlerin yaşam değerlerini farklılaştırmaktadır.
—-*—-
Bu bağlamda, gençlerin, İslam dininin dışında bizim kültürümüze uymayan farklı inanç alternatiflerine yönelmeleri, aralarındaki iletişimde, ilişkilerinde, davranışlarında, teknolojinin de etkisiyle daha bağımsız hareket etmelerine neden olmaktadır. Şunu da ekleyelim: Şuanki cari iktidar, İslami kodları bir hayli fazla olan bir siyasal hareket. Kendilerinden önceki partilerinden bağımsız olduklarını anlatabilmek için, kendilerinin “muhafazakâr demokrat” olduklarını ikrar etmişlerdi. Bu KONDA araştırma şirketinin verilerinden de anlaşılacağı üzere, gençler, “mahalle baskısı” olarak addedilecek dayatmalardan da, zımnen itaat ve biat’e zorlanmaktan da hoşlanmıyorlar.