Gelecekte hangi mesleği seçmeliyim ?

En korktuğum sorulardan bir tanesi ne biliyor musunuz? Bir berbere gittiğinizde ya da bir taksiye bindiğinizde ortamı ısıtmak için sorulan ilk soru: “Abi ne işle iştigal ediyoruz?” Bu soruyla karşılaşınca içimden “abesle iştigal ediyoruz” demek geçiyor ama öyle demiyorum. Şimdilerde “YouTuber”ım demek istiyorum ama anlaşılır mı bilemiyorum. O yüzden 3 yıl önce uğraştığım işi söyleyesim geliyor: “multidisipliner dijital bir medya ajansının kurucusu ve kreatif direktörüyüm” de diyemiyorum. 5 yıl önce uğraştığım iş zaten hiç bir şey ifade etmeyecek: “kreatif profesyonellere yönelik tasarım yazılımları üreten bir şirkette teknoloji evangelisti.” O yüzden 10 yıl önce kullandığım stratejiye dönesim geliyor. O zamanlar uğraştığım işlerin hepsinin de ortak paydası bilgisayar olduğu için “bilgisayarcıyım” diye kestirip atıyordum. Tabi bu sefer de ikinci soruya hazırlıklı olmanız gerekiyor: “abi bizim yeğen geçen bir CD taktı bilgisayara virüs mü ne bulaşmış, şimdi açınca bir sürü pencereler doluyor ekrana rezil oluyoruz konu komşuya, nasıl yaparız?” Tabi yeğen bulaştırmıştır kesin! Neyse ben o bildiğin bilgisayarcılardan değilim demek için uğraş dur bu sefer. Ben tüm bu “mesleğimi tanımlama” çabaları içerisinde boğulmamak için çırpınırken karşımdaki kişi bana bir can simidi olur belki düşüncesiyle “abi sen nereden mezunsun onu söyle hele” diye sorunca dananın kuyruğu orada kopuyor ve beni belirsizlikler okyanusunun ortasına bırakıyor: “Hukuk Fakültesi’nden mezunum.” Karşımdakinin donuk bakışlarına dayanamayıp ekliyorum: “20 sene önce YouTube Fakültesi yoktu.”

Dünya hızla değişiyor arkadaşlar. Ben üniversiteye başladığımda Türkiye’de internet yoktu, gerçi o kadar çok kesiliyor ki hala tam olduğu söylenemez. Gelecekte ne diyeceğiz biliyor musunuz, bir berbere gittiğimizde ya da taksiye bindiğimizde? “20 sene önce berberler insandı” ya da “20 sene önce taksiler kendi kendine gitmezdi, insanlar kullanırdı.” Bunu söylediğimiz robot berber ya da yapay zeka sahibi taksi bize çok da şaşırmayacak. Fazla mı dramatik geldi? Daha da ileri gideyim. Şu anda eğitimini almakta olduğunuz ya da geçmişte mezun olduğunuz okulların ne olduğunun pek de önemi kalmayacak. Okulların ya da mesleklerin sonu gelecek demeye çalışmıyorum. Geleneksel tanımları ve fonksiyonları değişecek.

Fütürist Kevin Kelly’ye göre şu anda yapay zekayı üreterek ikinci endüstri devrimini yapıyoruz. İlk endüstri devriminde neyi kullanmıştık? Yapay güç. O zamanlar hemen her şey kas gücüyle ya da hayvanları kullanarak üretiliyordu. Sonra endüstri devrimi oldu ve biz yeni “yapay güç” kaynakları icad ettik: buhar ve fosil yakıtları kullanarak güç elde ettik. Arabamıza binip kontağı çevirdiğimizde 100 beygirin gücünü emrimize amade bulmak artık bizi şaşırtmıyor. Aksine bu “yapay güç”le işbirliği içindeyiz. Makineleri kullanarak fabrikalar kuruyoruz, şehirler inşa ediyoruz, yollar yapıyoruz.

Şimdi sırada “yapay zeka” var. Gelecekte o da aynı şekilde yaygınlaşacak. Herkesin emrine amade olacak. 100 beygir gücündeki araba, 100 çeşit yapay zekayla donatılmış olacak. Bir zamanlar elektrik yüklü bulutlardan görüp kullanmaya başladığımız elektrik nasıl hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi? Yapay zeka da aynı şekilde yaygınlaşacak. Bu kez biz onu bulutlarla dağıtacağız, yapay zeka dağıtan “cloud service”ler kullanacağız.

Öyleyse gelecekte hangi mesleği seçmeliyim? Bu soruyu ilk endüstriyel devrim sırasında kendimize sorsaydık ne cevap verirdik? Makinelerle uyumlu bir meslek. Yaklaşık 100 yıl önce yeni bir iş kurmak isteseydik ve mesela insanların ulaşım problemine çözüm üretmek istiyorum deseydik ne yapardık? “Daha hızlı ve konforlu bir ulaşım için 100 atlı bir araba icad ederdik” diyenlerin torunları bugün “faytonculuk” mesleğini sürdürmeye devam ediyor. Yanlış anlaşılmasın bu da bir meslek tabi ama o sektörde hepimize yetecek kadar iş alanı yok. Sonuçta “Adalar”ın nüfusu belli. “100 atlı araba” fikrinde 100 atın yerine “100 beygir gücünde bir motor” koymayı akıl eden Henry Ford’un ve torunlarının ürettiği arabaları ise bugün tüm dünya kullanıyor.

Gelecekte de geçerliliğini koruyacak bir iş mi yapmak istiyorsunuz? O formüle “100 akıl” eklemeniz gerekiyor: “yapay zeka.” Etrafınızda var olan işlere bakın ve onları bir şekilde akıllandırmanın yolunu bulun. Kuyudan su çekmek için kas gücü yerine elektrik koyup nasıl “elektrikli pompa” icad edildiyse siz de ona yapay zekayı ekleyip “akıllı pompa” yapın.

Şimdi size bir iyi bir de kötü haberim var: Kötü haber var olan bir şeye “akıllı” sıfatını eklemek yetmiyor. Otobüs biletine “akıllı” deyince birdenbire yapay zeka sahibi olmuyor. Yapay zeka üzerine gerçekten çalışmak, uzmanlaşmak gerekiyor. Bunun için üniversitelerin “yapay zeka fakültesi”ne girmeyi beklemeyin. Çünkü o bölümler henüz açılmadı “YouTube Fakültesi”nden sonra açılacak. Hangi bölümü seçerseniz seçin, ne eğitimi almış olursanız olun kendinize “öğrenmeyi öğretin.”

İyi haber, 20 sene sonra herkesin kullanacağı bir şey icad edilecek. Bu şey yapay zekayla güçlendirilmiş akıllı bir şey olacak. Ve bunun ne olduğunu henüz dünyada hiç kimse bilmiyor. Kimbilir, bunu yapacak kişi belki de sen olacaksın. Sürekli öğrenerek, öğrendiklerini hayata tatbik ederek yapacağın o icad yepyeni meslekler ortaya çıkartacak. Ve gelecekte ortaya çıkacak olan o mesleklerin adı henüz konmadı. Barış ÖZCAN 🙂

ismail-ata
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Nasıl düzenli ders çalışırım ?

Nasıl düzenli ders çalışırım ?

Sonraki
stres yönetimi , stresimle nasıl başa çikarım ?

stres yönetimi , stresimle nasıl başa çikarım ?

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.