Hepimizin sorunu olan şey : “Gelecek Kaygısı” dediğimiz şu illet. Tabiri caizse ya benden bir şey olmazsa ya ilerde bir yerde çalışamayıp boşta kalırsam ya da o kadar okudum ya mesleğimi yapamayıp başka işte çalışırsam. Kafada binlerce soru ve akıp gitmeyen bir kaygı sendromu…
Bu kaygı okuyanda da var çalışan esnaflarımız olsun , öğretmenler , işçiler , temizlik görevlileri, polisler, doktorlar, avukatlar vb. Şimdi diyeceksiniz nasıl yani ? Sonuçta bir doktorun ya da bir avukatın nasıl kaygısı olabilir ki? Bence onlarında gelecek kaygıları var. Girdiğim bir duruşmada avukatın söz sahibi olamaması kadar kötü bir şey yok. Peki bunun gelecek kaygısıyla ne alakası var? Çok alakası var. Onca yıl okuyup adil bir şekilde konuşarak müvekkilini savunması gerekirken susturuluyor ya da iş bulamıyor bu da bir kaygıdır. Sonuçta söz sahibi olamadığı sürece yapacağı bir işten hem zevk alamaz hem de beyninde o akılalmaz soruyu sorar.
Madem ben Hukukçuyum neden kendi müvekkilimi savunamadan susturuluyorum?
Cidden neden her şeyi bildiğimizde boyun eğiyoruz? Cidden korktuğumuz için mi ? Ya da cidden işten atılma korkusu mu? Peki böyle susturuldukça sorunlar nasıl çözülecek? Çözülmeden sessiz Seda herkes üç maymunu mu oynayacak? Buyurun size gelecek kaygısı ….