Maalesef kimsenin birbirine aldırış etmediği bir dünyada yaşıyoruz. Burnumuzun dibinde savaşlar,açlıktan ölen insanlar var ama kimsenin çokta umru olmuyor. Kesinlikle çözüm odaklı yaklaşımlar şart.Yokluk içinde olana yapılacak yardım ona erzak göndermek değildir. Onu bu duruma düşüren sistemi sorgulamak ve değişim için çabalamaktir.
Aslında ilk değişim eğitim sistemiyle başlamalı.Cocuklar mutlaka spor,kültürel faaliyetler,satranç,opera,bale,tiyatro ile iç içe olmalı.Ve her çocuğa eşit fırsatlar yaratılmalı.Bunu sağladığımızda sınıfsal farklilikların önüne geçeriz. Egitimde firsat esitliginde israr etmemiz lazim.
Bir diğer konu doğanın gittikçe tahribata uğraması.Bu şekilde devam ederse otuz kırk yıl sonra aşıri kuraklığa maruz kalabiliriz. Yaşam zor ve dahada zorlaşacak. Gıda,göç,savaşlar…Bu süreçlerin sonunda sosyo kültürel yapılar farklılaşacak. Küreselleşmenin sonuna gelindiğini düşünüyorum.Kötümser bir yaklaşım gibi görünsede dünya cok değişecek. Mutlaka eşitlik temelli bir sistemi yaratmak zorundayız. Sınıfsal farklılıklar bu kadar fazla olmamalı.Vergi sistemlerinden hukuk sistemine kadar herşeyi revize etmemiz şart. Üretim yapan kurumlar arıtma sistemleri ve ağaçlandırma gibi detaylara dikkat etmeli. Dünya tamamen çirkinleşmeden.