Yola çıkıyoruz!
Sırt çantamızda geçmiş,adım attığımız yollarda gelecek var.Çantanın kolları bize sıkı sıkı bağlı.Ama her zaman bizimle değil.Çantayı bazen yere indiriyor,gelecek kavramını yok edip geçmiş haline getiriyor ve çantaya hapsediyoruz.Çanta tekrar havalanıyor ve eski yerine geri dönüyor.Geleceğe adım atmaya devam ediyoruz.Ama çantanın ağzı kapalı mı?Kontrol etmeliyiz.Yoksa geçmiş her yere saçılabilir.Etraf onu toparlayamayacak kadar kalabalık olabilir.Hatta onu kaybedebiliriz.Unutmak işte tam olarak bu.
Çantanın içindekiler olmadan yola devam edemeyiz.Asıl çanta olmadan şurdan şuraya gidemeyiz.Çanta kasa,bellek,akıl ne demek isterseniz işte bu.
Adım attığımız yollar uzun veya kısadır.Ama sonuç olarak aynı yere varırlar.Albert Camus:”Yolculuk bizi kendimize geri getirir.”demiş.O zaman yolculuğa çıkmaktan da geri dönmekten de korkma.Çünkü yol bittiğinde sırt çantan,içindekiler ve yalnız sen kalacaksındır.
Kitaplıklar işte bu yolculuklara tanık olmuş kitaplarla dolu.Tozlu sayfalar,geçmişi gün yüzüne çıkaramayanların şaheseri.Geçmiş ve geleceğe tanık olmak ise cesaret değil bir inancın eseri.
Biz sustu sanırken veda avaz avaz bağırıyor.Evet bu benim son yazım ve veda etmek istedim.Öncelikle bu yazıyı yazmama vesile olan ve ilk okuyan kişiye seslenmek istiyorum.Kendime yapılmasını istemeyeceğim bir şeyi sana yaptığım ve kendimi bu konuda hala kötü hissettiğim için senden gerçekten özür dilerim.
Artık buraya geldiğim ilk kişi olmadığımı fark ettim.Burada düşüncelerim değişti,olgunlaştı ve sakinleşti.Bana kattıklarını başkalarına devretme zamanı geldi.Ben tutunmayı bırakıyorum..