Gündüzüm hareketli, hararetli seyir halinde, gecelerim ise sessiz, sessizliğimde kavrulan senin özleminle geçiyor. Nedendir bilemem ama geceleri olunca senin özlemin kasıp kavuruyor bedenimi. Zihnimde anılarımız canlanıyor isyan başlatıyor sessizliğime.
Gecenin sessizliğinde kayboluyor bedenim, gökyüzünden bana eşlik eden dolunay karanlığıma aydınlık saçıyor. Ta ki bir gölgeye varana kadar . O gölge benim dipsiz kuyum oluyor ansızın. Gölgelerin altında kayboluyor bedenim. Ufuk çizgisinde beliren karartı gibi. Uzak ve belirsiz bir karartı. Yaklaştıkça o ufuk çizgisinde ki karartı da uzaklaşıyor. Çöl de serap görmek misali gibi. Öyle bir geçiyor zamanki güneşin doğmasıyla karartılar kayboluyor sanıyorsun ama her doğuşun bir batışı var aslanım diyorsun. Anlıyorsun her şey geçici ama yaptığın her şeyin karartısı var. Karartılar nokta gibi, çoğalıyor sonra birleşiyorlar ve bütün olup üzerine gölge oluyor. Gecelerin sessizliğinde hesap sormak için bileniyor sana. En küçük zafiyetinden , seni sen yapan hassas durumlarında altın vuruş yapıyor zihnine kaybolmayan karartılar. Bekliyorsun sabahı güneş doğsun diye. Biliyorsun her derdin ilacı var bunun ilacı ise doğudan gülümseyerek doğan güneşin aydınlığı…