Belki bir kişi de olsa okur bu yazımı. Değer verip okuma zahmetinde bulunan herkese sevgi ve selamlar.
Gece gece saklandığım yerden çıkasım geldi. Uyku tutmadı, düşünceler deryasında dev dalgalar arasında çırpınırken nasıl tutsun uyku öyle değil mi ? Saklanamıyorsun da böyle olunca, saklanasın da gelmiyor zaten.
Aklıma nereden geldiyse, şöyle bi neler oluyor sevgili ülkemde diye bakasım geldi. Bir genç, arabasında ölü bulunmuş falan ilçenin filan semtinde… bir sevimli köpeği tekmeliyordu iki ayaklı itin teki, o savunmasız yavru nasılda korkmuş kaçmaya çalışıyordu. Yine mi ya! Bir kadın kurşunlanmış bir gözü kör kulakları sağır mahalle arasında, tek suçu benliğini yaşamak istemesi.
Sahi bir kadın ölümü neden hak eder ki? Ona ölümü hak gören insanlıktan nasibini almamışlar neden yeterince cezalandırılamıyor da hala bir başka insanlıktan nasibini almamış yeni bir cana kıyabiliyor? Ve neden biz ‘erkekler’ bu adam olamayanlarla aynı kefedeyiz.
Gecelere saklanıp hiçbir şeyden kurtulamayız! Sessiz kalarak hiçbir şeyden kaçamayız! Eğer buysa çözümün sen de suçlusun. Sadece erkeklere değil bu sözüm. İnsanlığa sesleniyorum. Yetmez mi bunca canilik, göz göre göre yiten canlar ardından dökülen yaşlar yetmez mi?
Ses verelim artık şiddete karşı, susmayalım! Şiddetin her türlüsüne karşı koyalım. Suistimal edilmesin çocuklar, eziyet görmesin hayvanlar, rant uğruna yanmasın ormanlar, yok yere ölmesin kadınlar! Çok kolay gecelere saklanmak ama elbet sabah olacak ve o uyandığın sabah gelecek vicdanını boğacak!