« En revenant de paris chez ma tante
En vélo, en vélo, en vélocipède, pède, pède
J’ai rencontré trois petites filles charmantes
J’ai pas choisis mais j’ai pris la plus belle
Je l’ai emmené dans ma petite chambrette
J’ai enlevé sa petite chemisette
J’ai déchiré sa petite culotte
J’ai (enfoncé) ma grande baillonette
Dans sa petite….
Et c’est ainsi qu’on a peuplé la France »
(Haziran 2021 GS Pilavında söylenen versiyonu)
Galatasaray Lisesinde okuyup da bu şarkıyı söylememiş ya da bilmeyen GSli yoktur. Ben de bu maço- pedofilik şarkıyı Yetiştiricide ve Lisedeyken büyük coşkuyla söylemişimdir. Ama bizim dönemimizde okulda henüz kız öğrenci yoktu. Peki ne oldu da kıyamet koptu ? Anladığım kadarıyla birileri kalkıyor “Galatasaray İlahisi” olarak tanıtılan bu şarkıyı sanki çok büyük bir marifetmiş gibi 2021 Haziran GS pilavında gitar eşliğinde söylüyor, hem de Fransa’nın İstanbul Başkonsolosunun önünde. Bir de Galatasaraylılar Derneği bunu büyük bir iftiharla Youtube’da bir video klip halinde yayınlıyor. Ayrıca, videonun en başına Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Ekselansları Hervé Magro’nun resmini de eklemişler. Oysa masada oturan kişi Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Ekselans Olivier Gauvin. Fransa nüfusunun pedofilik eylem ve tecavüz sonucu çoğaldığını anlatan bu şarkıyı masada bulunan Fransa Başkonsolosu alkışlıyor, masadaki bayanlar da bir tarikat müridi gibi baylara biat ederek bu “ilahi” ye iştirak ediyorlar! İşin bu kepazelik şovuna, kültürel-siyasal skandal boyutuna girmek istemiyorum ama Başkonsolos bu parçada Fransa’nın aşağılanmasını nasıl sineye çekmiş doğrusu anlayamadım.
İmdi dikkat edersek şarkıda “üç küçük kız” dan ve en güzelinin “donunun yırtılarak” çıkarıldığından söz ediliyor. Yani hem pedofili, hem sado-mazo davranış, hem tecavüz, hem de küçük bir kızın aşağılanması söz konusu. Ancak, “Chansons Paillardes” yani cüretkar sözleri olan, açık saçık, şımarık, cinsel içerikli, saldırgan söylemler içeren ahlak dışı şarkılar kapsamına giren bu şarkının sözleri artık değiştirilmiş: “Üç küçük kız, donun yırtılması ve Fransa’nın nüfus artışı” sözleri yeni versiyonlardan çıkarılmış. Eski sözleri hiçbir yerde bulamadım. Ben yukarıya GS Pilavında söylenen versiyonu koydum.
50-60 sene öncesinin etik ve sosyo-kültürel anlayışında ve erkek egemen bir okulda “En vélo” hoş görülebilirdi. Ama bugün bu artık mümkün değil. Aradan yarım yüzyıl geçti farkında mısınız ? Ve etik ve ahlak algısı ile cinsel tercihler radikal bir değişim geçirdi. Pedofili dünya çapında bir salgın gibi yayıldı, yıllardır gizlenen, görmezden gelinen bu suç çorap söküğü gibi birden açığa çıktı ve patladı. Başta Katolik Kilisesi ve arkasından Türkiye’deki tarikatlarda pedofilinin bir salgın, bir uyuşturucu gibi yaygınlaştığı ve üstelik çocuk evlilikleriyle de kabul gördüğü açığa çıktı. Ne Katolik din adamlarına, ne tarikatlara, ne de Türkiye’de işlenen pedofilik suçlara ciddi ve caydırıcı cezalar verilmedi. Bu ayrıca irdelenmesi gereken bir konu. Çünkü içinde bir takım ultra kapitalistlerin, din adamlarının, tarikatların, hatta psikiyatrların ve bilim insanlarının olduğu bir “pedofiliyi hoş gösterme lobisi” bu eylemin yasal bir suç olmaktan çıkartılıp LGBT kapsamına alınması için büyük çaba sarf ediyor. Neyse ki, şu an için ABD, Avrupa medyası ve kamuoyu, Youtube gibi kanallar bu konuda çok hassas ve pedofili çok ciddi yasal bir suç olarak görülüyor. İmdi ya biri kalkıp da bu klipin “çocuk istismarı” (child abuse) kapsamına girdiğini Youtube’a şikayet ederse, ya da suç duyurusunda bulunursa ne olacak ? Bir düşünün bakalım. Düşünün, düşünün !
Bakın arkadaşlar 2019 yılında romancı Abdullah Şevki’nin “Zümrüt Apartmanı” adlı eserinde küçük bir çocuğun cinsel istismarının pornografik bir dille anlatılması ve pedofiliyi öven bölümler için 20 Mayıs 2019’da yayıncısı ve yazarı hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Kültür ve Turizm Bakanlığının suç duyurusu üzerine yazar hakkında TCK 226. maddesi uyarınca müstehcenlik suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Suç duyurusunda bulunanlardan Avukat Müjde Erden kitabın pedofiliyi özendirdiğini, bu suçu övdüğünü, burada geçen ifadelerin düşünce özgürlüğüne girmediğini ve hoş görülemeyeceğini belirtti.
“En vélo” da bugün bu kapsamdadır. İşin yasal, hukuksal, etik boyutunu geçiyorum. Eğer bu şarkı bizim GSli kız kardeşlerimizden birinin bile incinmesine, hüzünlenmesine, üzülmesine, kırılmış olmasına yol açmışsa, ya da yol açıyorsa ben bu şarkıyı sonsuza dek bir daha söylemem ve onu belleğimden silerim ve tarihe gömerim. Benim GSli kız kardeşlerimin duyguları bu şarkıdan kat be kat daha değerlidir. Kafaları değiştirmemiz gerekiyor arkadaşlar. Bu konuda yeteri kadar uyarı yapıldı. Ama hala birileri GS geleneği, hatta “GS ilahisi” falan diyerek bu pedofilik çirkefliği üstelik saldırgan tavırlarla, büyük bir kibir ve ısrarla savunma peşinde. Kendilerini kınıyorum. Battıkça batıyorsunuz. Bundan derhal vazgeçin, hatanızı kabul edin ve en başta GSli kız kardeşlerimizden özür dileyin. Ve hemen.