Kadın ertesi bütün günlerde Adam’ı düşündü. Adam’ın duruşunu, konuşmasını, sesini, gözlerini, dudaklarını, onsuz kaldığında ne yapıyorsa onu yaptı ve Adam’ı düşündü.
Saplantı haline gelmişti bu aşk ona artık ve bir dur demesi gerekliydi. Adam’ı saplantı haline getirecek olursa kendi kişiliğine, bağımsızlığına hakaret etmiş sayılacaktı ama atmosferi yoktu yanında. Adam’la gelen ışığı yoktu dünyasında. Kadın tek başına bir şeyler yapmayı eskiden çok severdi; kitap okurdu, resim yapardı, müzik aletiyle bir şeyler tıngırdatırdı, sokak canlarını beslerdi, balkonundaki çiçekleriyle ilgilenirdi, kahve içer bunu falcıya gönderirdi, gelen yorumu okur eğlenirdi. Ancak şimdi Adam yanında yokken uyanmak bile içinden gelmiyordu. Sabah yürüyüşe bile çıkmıyordu, Adam’ın gülüşünü görmeden yorganı üstünden atası bile gelmiyordu.
Öylesine özlemle dolmuştu ki, bu nedenle kalkıp silkinmeye karar verdi. Bu şekilde giderse sonunun depresyon olduğunun farkındaydı çünkü. Amacı depresyon yaşamak değil, eşitlikçi, özgürlükçü ve mutlu adam gibi bir adamla aşk yaşamaktı çünkü Kadın aşk yaşadıkça güzelleşiyordu. Özellikle de bu aşkı özgür bir şekilde yaşarsa daha da hem güzelleşiyor hem de daha güzel yaşıyordu…
Her insanda bu özellik yoktu, aşk herkesi güzelleştirmiyor ve aynı zamanda hayatı daha güzel yaşamalarına neden olmuyordu. Bunun bilincindeydi Kadın, zaten bu tipler ya saplantılı aşk yaşıyorlardı ya da kıskanç bir aşk yaşıyorlardı… Aşk’ın her olumsuz olgudan uzak yaşanması gerekirdi Kadın’a göre. Kıskançlık, saplantı, korku, maddiyat gibi konuların aşka bulaşmaması gerekirdi çünkü aşk çok saf bir duyguydu. O kadar saftı ki, Kadın aşkının sembolü olarak beyaz bir güvercin, bir kedi veya bir tavşan düşünebiliyordu yalnızca. Beyazdı Kadın’ın aşka bakışı. Saflığı simgeleyen beyaz rengi dışında hiç bir renk uymuyordu Kadın’ın aşkına. Adam’ın kar düşmüş sakallarındaki beyazlar gibiydi. Beyazlarını seviyordu Adam’ın, gözlerindeki kırışıklıkları da, vücudunda topluma göre ne kusur varsa hepsine aşıktı Kadın ve bunun karşılığında tek bir isteği vardı; fütursuzca sevilmek…