Umberto Eco’yu daha fazla bilinen ve okunan romanı ‘Gülün Adı’ ile tanımıştım. Orta çağ üzerine yaptığı akademik çalışmaları ‘Gülün Adı’ ile daha popüler bir zemine oturtmuştu. ‘Foucault Sarkacı’ ikinci romanı. Çok katmanlı, farklı düzlemlere yerleştirilebilecek, farklı okumalara açık bir ‘bilim-roman’ ya da ‘Eco-roman’ ya da ‘Ansiklopedik-roman’…
Hangi kategoriye yerleştirirseniz yerleştirin, baştan söylemem gerekiyor ki okuması hayli zor bir roman. Yazımın sonunda sıkılmadan okumak ve yarım bırakmadan bitirebilmek için naçizane tavsiyelerim olacak. İsterseniz romanı incelemeye çalışalım.
Kitap: Foucault Sarkacı
Yazar: Umberto Eco
Yayınevi: Can Yayınları
Tür: Roman
Sayfa sayısı: 903
Olay Örgüsü: ‘‘Tapınak Şövalyeleri gizli bir örgüte dönüştükten sonra, altı yüz yıl sürecek ve yüz yılımızda sona erecek bir ‘plan’ hazırlamışlardı.’’ (sayfa 522) Casaubon ve arkadaşları ‘her şeyin her şeyle bağlantılı olduğunu’ kavrayıp bu planın peşine düşeceklerdir. Konu ile ilgili yaptıkları her araştırma onları gizli planın varlığına inandıracaktır. Tapınak Şövalyelerinden, Haşhaşilere, Nazilerden, Masonlara, Kabalacılardan, önemli bilim adamlarına kadar hemen herkes bu planda yer almaktadır. En başta, çağrışımlarla, anıştırmalarla, kelime oyunları ile kurdukları bir oyundur bu gizli plan, onlar için. Sonraları kendilerini kaptırırlar bu kurguya. Araştırmalarını derinleştirirler, seyahatlere çıkarlar, mistik ritüellerde yer alırlar. Planın ortaya çıkmaması için insanların kurban edildiği ritüeller… Plan, oyun olmaktan, kurgu olmaktan çıkmıştır artık.
Zaman-Mekân: Zaman ve mekân kavramları ile sınırlı değildir roman. Mekân olarak birçok ülke ve şehir yer almaktadır: Milano, Paris, Brezilya, Kudüs, Portekiz, Alamut Kalesi vs. Güncel zaman (Casaubon ve arkadaşlarının yaşadıkları devir) 1960’lar 1970’lerdir fakat geriye dönüşlerle Haçlı seferlerine kadar (1100’lü 1200’lü yıllar) genişliyor zaman kavramı.
Şahıs Kadrosu: Baş karakter; Casaubon. Yardımcı karakterler; Belbo, Diotallevi, Garamond, Aglie, Salon, Ardenti, Lorenza Pelegrinni, De Angelis vs… Şahıs kadrosu için küçük bir tavsiye; roman uzun, ilişki ağları karmaşık olduğu için kitabı sonunda yer alan boş sayfaya fihrist oluşturursanız, şahısların birbirleri ile karışma ihtimalini sıfıra indirirsiniz. Örneğin;
Casaubon: Baş kahraman, anlatıcı. Garamond’un yayınevinde çalışıyor.
Garamond: Yayınevi sahibi.
Belbo: Casaubon’un yakın arkadaşı. Plana kendini çok kaptırıyor.
Bakış Açısı-Anlatıcı: Hikâye 1. tekil şahıs (Casaubon) ağzından anlatılmış, ben-anlatıcının hâkim olduğu nesnel bakış açısı tercih edilmiş.
Tematik Kurgu: ‘İnsan isterse, her zaman, her yerde, her şeyle her şey arasında bağlantılar bulur.’ (sayfa 622)
Dil Kurgusu: ‘Gülün Adı’nda olduğu gibi ağır bir dil kullanılmış. Çevirmen Şadan Karadeniz’in Öztürkçe tutkusu da dilin ağırlaşmasına katkı sağlamış. Çok farklı kültür yapılarına anıştırmalar, kelime oyunları mevcut. Latince kullanımı çok fazla. 324 adet dipnot mevcut. Kitabın sonunda yer alan sözlük kısmında da 224 madde bulunduğu düşünülürse, yavaş yavaş sindirilerek okunması gereken bir roman olduğu ortaya çıkıyor.
Alıntılar: ‘Bakın, belli bir açıdan bakıldığında, dünyada her şey, her şeyle bağlantılıdır.’ (sayfa 430)
‘… her karmaşık sorunun, basit bir çözümü vardır, ama yanlıştır.’ (sayfa 434)
Romanı yarım bırakmamak için tavsiyeler:
- Uzun ve karmaşık bir roman olduğu için hemen bitirmeye çalışmayın. Günlük okuyacağınız bir limit belirleyin. Ben günlük, kırkar, ellişer sayfa okuyarak yaklaşık üç haftada bitirdim.
- Okuma sırasında cep telefonunuz yanınızda bulunsun. Kitabı daha iyi anlamak için internet kullanımı şart. Kitabın kapağını açmadan, adından başlıyorsunuz Google’a başvurmaya. Foucault Sarkacı: Adını Fransız fizikçi Léon Foucault’dan alan, ilk defa deneysel olarak Dünya’nın kendi ekseni etrafında döndüğünü kanıtlayan sarkaç düzeneği.
- Daha önce de söylediğim gibi karakterleri unutmamak ve birbiriyle karıştırmamak için bir fihrist oluşturun.
Keyifli okumalar diliyorum. Romanı okuyup bitirenlerin yorumlarını mutlaka bekliyorum.
*Eco, Umberto. Foucault Sarkacı. İstanbul: Can Yayınları, 29. Baskı. 2020.