İnsanın hırsıyla kalbi arasında ki savaştan doğan sonuçtur: Fetret
Dilimin vazifesidir: Vasıfsız dimağları topyekûn fethet
Sözden kalelerim bu bir emirdir!
O ahmağın kalelerini tez zamanda, yerle yeksan et
Şah!
Şaha kalkmış heybetli süvarilerime emrimdir: Son kez bilen!
Vakit geldi!
Kınından çıksın keskin kelamlar
Canın, azametli yiğitlerimin kollarında iken; kımıldanışların beyhude, sana lutfettiğim son sözün de heba
İleri doğru atılan askerimin kulağında
Bana doğru koparacağın vaveyla
Şah! Ah-mak
Mat!
Fermanımdır içimde ki ahmaka bu şerh
Mevlana tevazusundan ötürüydü şeyh
Nefsin inmedikçe gökyüzünden
Hükümdarı kılmaz seni yerdeki bu şeh’r
Seher vaktinden tut ki tüne kadar
Serhat; gönlün gidebildiği yere kadar
Ve başka gönüllerde seyyah olandır ancak
Yeryüzündeki şehriyar!
Fetret Devri: Yıldırım Bayezid’in “Ankara Savaşı’nda” Timur’a esir düşmesiyle oğulları arasında oluşan 11 yıllık taht kavgası dönemidir. Bu 11 yıllık süreçte Osmanlı padişahsız kalmıştır.
Kalbi unutup beyni hükümdar etmekle beyni es geçip kalbe kul köle olmakta bu sürece eş değer bence. Her ikisine de söz hakkı vermiyorsak iyi yönetilemiyoruz demektir.
Dimağ: Beyin, bilinç, zihin
Vasıf: İşlev, nitelik
Topyekûn: Tümden, toplu olarak
Yerle yeksan etmek: Yerle ayni seviyeye getirmek, yerle bir etmek
Süvari: Atlı birlik
Bilen (Bilenmek): keskin duruma getirilmek
2. Mecazi
Bir işe yoğun bir biçimde hazırlanmak, konsantre olmak
Beyhude: Boş
Tün: Gece
Şehriyar: Padişah, hükümdar
Serhat: Sınır boyu
Şerh: Açıklama
Ferman: Buyruk, emir, Osmanlı imparatorluğunda padişahın verdiği, uyulması gerekli hükümleri taşıyan yazılı buyruk
Seher: Sabahın gün doğmadan önceki zamanı, tan ağartısı
NOT: Görselde ki resim de bana ait fakat yüklerken boyuttan ötürü daraltıyorum bu sefer de netliği azalıyor. Bunun için kullanabilecğim bir uygulama önerirseniz müteşekkir olurum 🙂