Faraday kafesinin basitçe tanımı, elektriksel iletken metaller ile bir ağ biçiminde örülmüş ve içerisindeki canlı ya da cansız maddeyi dışarıdan gelen elektrik akımlarından veya elektromanyetik alanlardan koruyan bir kafes. Bu kafesin içerisindeki nesneyle kafes arasında boşluk bulunması gerekmektedir.
1836 yılında İngiliz Fizikçi Michael Faraday döneminin bilim insanlarının, elektriğin kontrol edilemeyen bir doğa olayı olduğu hakkındaki görüşlerinden etkilenmiş ve elektriğin nasıl bir kuvvet olduğunu araştırmak için bununla ilgili çalışmalar yapmaya karar vermiştir. Faraday ilk olarak, bir insanın içine rahatça girebileceği ahşaptan, yalnızca tahta çıtalardan oluşan bir kutu şeklinde kafes yaptı. Bu kafesteki tahta çıtaların üzerine de geçirgen bir metal ağ koydu ve içine girerek ilk denemesini kendi yaptı. Kafese çok ciddi miktarda elektrik akımı verilirdi ve kafesten çıktıktan sonra Faraday hiçbir fiziksel hasar almamıştı. Faraday bu çalışmasından sonra özellikle bilim dünyasına ve tabii tüm dünyaya elektriğin doğal bir kuvvet olduğunu ama aslında kontrol edilemez veya ölçülemez olmadığını kanıtlamıştı. Doğru bir şekilde kullanıldığında aslında binlerce voltluk elektriğin tam ortasında rahatça oturabilirsiniz demek istemiştir.
Michael Faraday, birçok bilim insanını da etkilemeyi başarmıştır. Örneğin, Nikola Tesla elektrik ve elektromanyetizma hakkındaki çalışmalarında Faraday’in bilgilerinden çokça yararlanmıştır. Aynı zamanda Tesla Bobinini yaparken de bu cihazdan ciddi anlamda faydalanmış ve Faraday Kafesini geliştirmiştir.
Günümüzde Faraday Kafesinin kullanım alanları oldukça geniş. O zamanlarda da I. Dünya Savaşı yıllarından itibaren askeriye de ve devlet kurumlarında bu kafes kullanılmaya başlanmıştı. Telsizle haberleşme yaygınlaştığı yıllarda devletler bu teknoloji kullanmaya başladıktan sonra, telsiz frekanslarını takip edip gizli bilgilere ulaşmak çok meşhurdu. Devletlerin ve ordularının bu casusluk faaliyetleriyle ilgili bir önlem almaları gerekiyordu ve Faraday Kafesi bu tür bir koruma için oldukça güvenliydi. Tabii yalnızca bunlarla sınırlı değil. Arabalar ve uçaklar gibi şimşek çarpmasında büyük hasar alabilecek ulaşım araçları, sahne sanatları, illüzyon gösterileri ve bilim kurgu sektöründeki gelişmelere de büyük katkısı olmuştur. Ayrıca yakın geçmişte sadece kafes olarak değil kıyafet olarak da üretilmeye ve kullanılmaya başlandı. Fakat kafesle kıyafet arasındaki en belirgin fark kıyafetin içinde yeterli boşluk alan bulunmadığı için bu kıyafetlere yalıtkanlar ekleniyor ve tam olarak kafesle aynı görevi sağlamasına yardımcı oluyor.
Hepimiz, hayatımızda en az bir kez bilim kurgu türünde dizi, film veya kısa videolar izlemişizdir. Mükemmel görsel ve ses efektlerinin ardındaki gizli perdeyi kaldırmayı ve nasıl tekniklerle çekildiğini de birçoğumuz merak etmiştir. En dikkat çeken görsel şölenlerden biri de elbette ki yukarıda bahsi geçen Faraday Kafesi.