Eylül ve Sonbaharı: Yılın En Gözde Anı

Kaynak belirtilmedi

Yılın en gözde aylarından birine veda etmek üzereyiz. 

Eylül’e. 

Kavuşmaların ayına, ceketlerin askıdan ilk indiği anlara. 

Sevgilerin pembesinin kalktığı, tozu misali gri bulutların gökyüzünü esir aldığı o güzelim aya elveda diyerek Ekim ile yola devam edeceğiz. Kimilerine yalnızca bir rüyadan ibarettir Eylül kavuşmaları. Kimisinin ise yıllardır şaşmayan tek gerçeği. Kimileriyse yalnızca unutmayı ister bu güzelim ay sonlanırken, Kasım’a kalmasın aşk, başka olsun bu sefer.

Biz, sonbaharı, baharı olmadan yaşayacak olanlarız, kavuşacak veya kavuşma ihtimalini kurduğumuz kimsecikler yok. Mantığı seçeli çok olmuş, ondandır bizim gökyüzümüzde daha fazla toz bulutu, hayalperestlik desen, hayal bile olamayacak kadar uzak.

O çok sevdiğim Eylül’e veda ediyor oluşuma sırf bu yüzden daha bir memnumum yalnızca bu yıla mahsus. Birkaç yıldır olan o tatlı heyecanını kaybetmiş bir cengâverin geçmiş Eylüllerden arta kalanları zihninde canlandırmasından ibaret olan, yaşımdan hallice bir 22 gün izledik. Sadeydi.

Olsun ama olsun, bizim cengâver kahvesini de hep sade içer. Alışıktır acımsı tatlara. Afallatır aksi keza.

Gene de huyu değildir Eylül’e küsüp bir köşede kolları çiçek vaziyette somurtarak oturmak. Çıkıp yağmuru izlemeyi, iliklerine kadar ıslanmayı tercih eder ki olması gereken de bu değil midir? 

Ne olursa olsun zevk almayı bilmek, eksiye hep eksi olarak bakmadan, üste bir çentik atıp mayasını bozmak.

Maceraperestlik devreye girer tam olarak bu anda, hayalperestliğin somut yoldaki en büyük destekçisi o deli cahil cesareti, ah ulan!

Neler yaptırmadı ki!

Tonla pişmanlık, hak edilmemiş anlar bıraktı ardında cehaletimiz, çok geç farkına varacağımız bazı gerçekler bizi o toz bulutlarının arkasında beklemekte. Vakti geldiğinde her şey tescil edilecek biliriz de bilmeze yatıp “acaba” der dururuz.

Zaten hayat dediğinin dörtte biri koskoca bir ACABA sorusundan ibaret değil midir?

Öyledir efendim.

İhtimallerin yersiz olabileceği kafamıza vurula vurula idrak edilene dek acaba demeye ve dedirtmeye devam edecek eylemlerin başrolü olur, yekten bedava olan ama biraz tetiklenmeye ihtiyaç duyulan maceraperest yönümüze gerekli aşılamayı yaptıktan sonra acaba sorularından birkaçını, yani hayatın dörtte birinin hesabını, kalan üçte üçünden bir veya ikisine yük bindirerek tatmin ederiz içimizdeki soruları.

En azından bir kısmına sonsuz cevaplar bulup derin bir oh veya vah çeker, kimi “acaba” sorularını da dipsiz uçurumlara tercih eder, Eylül’e öyle veda ederiz.

Ondandır sonbaharın kimine ilk kimine son oluşu.

Her yaprağın sonbaharda, sararmayışı.

Selam Ben Emirhan
Yolunun daha henüz çok çok başında olduğunun farkında olan az insan var hayatta, henüz bir başarı elde edemeden kendini alim sanan çakma filozoflar var, insan, nankör ve kibirli olmasıyla tanınır, ben ise halktan biri, ülkedeki milyonlarca gençten yalnızca bir tanesiyim, Selam, ben Emirhan.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
DÜŞÜN. SORGULA.ÖYLE KARAR VER
Sonraki
NE ÇABUK HARCIYORUZ İLİŞKİLERİ

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.