Evliya Çelebi 17. yüzyılda yaşamış çok değerli bir gezgindir. Gezip gördüğü her yeri, her olayı kaydetmiş ve günümüze kadar ulaştırmayı başarmıştır. Öyle ki on ciltlik ve tam dört bin sayfalık Seyahatname adlı eseri bugün hala tarihe kaynaklık eden oldukça önemli bir eserdir. İlginç olan kısım ise Evliya Çelebi’nin bu eserinde olağan üstü olaylara da yer vermesi. Sizlere biraz Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sindeki bu olağan üstü olaylardan bahsetmek istiyorum.
Cadı Savaşı Olayı
Evliya Çelebi bir gün Hatukay Çerkez diyarının Pedsi köyünde seyahat etmektedir. Vakit gece, dışarısı zifiri karanlık. Aniden kuvvetli bir gök gürültüsü ardından birbiri sıra çakan şimşekleri duyar. Hemen bölge halkına gidip neler olduğunu sorar. Halk şöyle cevap verir: “Burada yılda bir defa karakoncolos gecesi olur. Çerkez cadıları ile Abaza cadıları göğe yükselirler ve savaş ederler.” Bunun üzerine Evliya Çelebi bölge halkı ile birlikte savaşın bitmesini bekler. Savaş tam altı saat sürer. Altı saatin sonunda Çerkez cadıları, iki Abaza cadısının kanını emerek öldürür ve cesetlerini yakarlar.
Bölge halkı Evliya Çelebi’ ye devam ederler: “Karakoncolos gecesinde zombiler mezarlarından fırlarlar. Musallat oldukları insanların kanını emer ve hastalık bırakırlar. Bunun üzerine bir grup cadı ile zombinin mezarını ararız. Onu bulduğumuzda kan içmekten gözleri kan çanağına dönmüştür. Bulduğumuz gibi karnına böğürtlen kazığı saplarız ve cesedini yakarız, böylece hasta kişi sağlına kavuşur.”
Evliya Çelebi’nin anlattığı bu hikayelere inanan ya da inanmayan birçok insan var. Evliya Çelebi, kendisine inanmayan insanlara bu olaylara pek çok insanın şahit olduğunu söylüyor. Hatta bir zamanlar Türkiye’nin ilk vampir dizisi olan Yaşamayanlar’da Seyhatname’den bir kesit paylaşılıyordu.
Evliya Çelebi’nin anlattığı bu hikayelerin gerçek olup olmadığını kimse tam olarak bilmiyor. Fakat Seyahatname gibi bir tarihe ışık tutmaya ve bizleri de böyle gizemli olayların peşine düşürmeye devam edeceği kesin. İster gerçek olsun ister hayal ürünü. Bugün bile bize böylesine gizemli böylesine doğa üstü gelen olayların bundan tam iki yüz küsür yıl önce konuşuluyor olması oldukça ilgi çekici doğrusu. Siz ne düşünüyorsunuz gerçeklik payı olabilir mi bu hikayelerde?