Arapça (اللغة العربية) ya da sadece عربي, Afroasya dilleri ailesinin Sami koluna mensup bir dildir. Günümüzde Arap devletleri başta olmak üzere Orta Doğu ve Kuzey Afrika ile Mağrip ve azınlıkların bulunduğu ülkelerde konuşulan Arapça, 22 ülkede resmiyete sahiptir ve Birleşmiş Milletler’de kabul edilen 6 resmî dilden birisidir. Tüm lehçeleri ile birlikte 420 milyonu aşkın Arapça konuşuru olduğu tahmin edilmektedir.
Arapça kendi içerisinde çeşitli şubelere ayrılır. Bu şubeler birbirleriyle farklı oranlarda karşılıklı anlaşılabilirllik gösterebilirler veya hiç göstermezler. Bu sebepten ötürü bazı kaynaklar bunları ayrı birer dil olarak ele almaktadır. Arapçanın standartlaştırılmış formu olan ve Kur’an Arapçasını temel alan Fasih Arapça, Arap dünyasında yazı dili olarak kullanılan Arapça lehçesidir. İslam’ın kutsal kitabı Kur’an’ın Arapçası 2 milyar Müslümanın ibadet dilidir.
Arapça büyük medeniyetler, kültürler ve imparatorluklar doğuran dillerin başında gelir. Arapçanın kullanımı 7. yüzyıla kadar Arap yarımadası içine sınırlı kalmış, İslamiyetin gelişiyle birlikte Arap Yarımadası’nın dışında büyük bir hızla yayılarak; Irak, Suriye, Mısır ve Kuzey Afrika’yı kuşatmış, oradaki dillerin yerini almış ve bir kültür ve medeniyet dili olmuştur. Sonraki asırlarda İslami fetihlerin sürmesiyle Arapça doğuda ,Afganistan ve en batıda İspanya’ya kadar uzanan bölgede konuşulan dil haline gelmiştir.
Günümüzde yaygın olan pek çok dil Arapçanın söz varlığından pek çok sözcük almıştır. Türkçede pek çok Arapça kökenli kelime bulunmaktadır. Ayrıca İngilizceye, birçoğu Arapçanın ön eki “al-” ile başlayan birçok kelime katmıştır. Bunlardan bazıları; algebra, alchemy, alkali, alcove ve albatros, mosk, minaret, sultan, elixir, harem, girate, gazelle, cotton, amber, sofa, tariff, magazine, arsepial, syrup, sugar, sherbet ve artichoke gibi sözcüklerdir. “Coffee” (kahve) de İngilizceye Türkçe ve İtalyanca yoluyla giren Arapça bir sözcüktür.