En Büyük Kayıp; Musul

“Bizde can verilir, toprak verilmez !” idi. Ama verildi…

Kurtuluş Savaşı Türkler lehine sonuçlanmış barış görüşmeleri başlamıştı. Misak-ı Milli kararları esas alınarak istekler belirtilmişti. Aç gözlü devletler her zamanki gibi son bir şeyler koparmanın peşindeydi. Bunların en başında petrol aç gözlüsü İNGİLTERE geliyordu. Lozan Anlaşmasında sonuçlanamayan Musul Sorunu, Milletler Cemiyetinde görüşülmek üzere ertelenmişti. Ancak burada çok büyük bir sorun vardı, Milletler Cemiyeti’nin kurucusu İngiltere idi.

Sonucu belli olan bir tartışmaya girmenin bir anlamı yoktu. Tartışmalar iyice hararetlenmiş, Türkiye’nin sabrı kalmamıştı. Artık yapılması gereken belli idi. Bir ordu hazırlanacak ve Türk yurdu kurtarılacaktı. Atatürk derhal bir ordu hazırlattı. Ordu yola çıkmış, giderken…

İngilizlerin toprak vaadi ile ayaklanan Şeyh Sait Güneydoğu Anadolu Bölgesinde isyanlar çıkardı. Bu nedenle Musul toprağını alması için gönderilen ordu isyanları bastırmak için yollarından saptırıldı. İngilizler her ne kadar isyanı üstlenmese de olayların oluş sırası ne tesadüftür ki aynı idi. Türkiye isyanlar ile çok vakit kaybetmiş ve artık Musul’u alacak gücü kalmamıştı. Mecburen anlaşma için masaya oturuldu. Anlaşma maddelerini görüşmek üzere üç devlet masaya oturdu, bunlar İngiltere kuklası Irak, İngiltere ve Türkiye idi. Anlaşma maddeleri gayet net ve açık bir şekilde belirtilmişti. Türklere burada yer yoktu! İşte Ankara’da yapılan anlaşmanın maddeleri;

1926 ANKARA ANTLAŞMASININ MADDELERİ;

  • Musul vilayeti Irak’a ait olacak.
  • Türkiye ve Irak arasındaki ateşkes hattını belirleyen Brüksel Hattı sınır olarak kabul edilecek.
  • Irak Musul’dan elde ettiği petrol gelirinin %10’unu 25 yıllık bir süre için Türkiye’ye verecek.

Artık Türk yurdu bırakılmıştı. Geriye yalnızca elde edilen petrol gelirinin yüzde onu kalmıştı. Şimdi gelelim blog yazımızın başlığına “En Büyük Kayıp; Musul” adlı başlığa…

İngiltere, Türklere bu kadar gelirin kalmasından da rahatsız olmuştu. Bir şeyler yapmalıydı. 500 Bin Sterlin karşılığında Türkiye Cumhuriyeti yirmi beş yıllık hakkından vazgeçti. Oysaki yirmi beş yıl boyunca o paranın kat kat fazlası kazabilirdi. İşte Vatan Toprağı Böyle Satılmıştı. Kazanan yine İNGİLİZLER olmuş. Türkiye kendisine dayatılanlara mecbur bırakılmıştı.

        İşte vatan toprağı böyle kaybedilmişti !

Şad Doğan
Gerçek tarihi objektif bir bakış açısıyla günümüze uyarlıyorum.. Birlikte tarihin tekerrür çarkını kırmaya ne dersin ?
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Sonbahar
Sonraki
Ben Böyle Değildim

Ben Böyle Değildim

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.