blog yazmak?
yada belki de sadece yazı yazmak. belki edebi olmasına gerek duymadan, belki çok kasmadan, bir iş gereği değil de sadece içinden geldiği için yapman, yazman, sadece yazman..
yazmaya olan tutkum çok küçük yaşta başlamıştı. O zamanlar farkında olmuyorsun çoğu şeyin. Alıyorsun eline bi kalem , önünde bembeyaz bi sayfa, belki o gün seni üzen bi olayı, belki o yaşta aşık olduğun adamı, belki de hayallerini yazmaya başlıyorsun. Yazdıkça içinin nasıl hafifledigini anladığında bunu hep yapmak istiyorsun.
Cunku benim hayatım tam olarak buydu. Zorbaliktan stres ve baskıdan uzak, gerçekten içinden geldiği için bişeyi yapmanın verdiği huzur neyde vardı ki? O şey Yazmaktı.
bugun herşeyi anlatmayacağım. Bugün kendime verdiğim çok önemli sözler var. Değişim bir günse, o gün bugün işte.
bu arada şunu eklemek isterim; bu blog konusuna dair pek bir fikrim yok 🙂 sözlerim naçizane içimden gelenler. Umarım unutmam burayı. Umarım her gün yazarım. Umarım gün gelir bulurum bu yazıyı ve okuduğumda tebessüm ederim ve umarım bir gün bu yazıyı okuduğumda o gün benim için herşey çok değişmiş olur. O hayal ettiğim hayata ve statüye sahip olmuş olurum. Ve herseyden önemlisi umarım o gün mutlu olmuş olurum 🙂
kimlere hitap ettiğimi bilmeden, belki de hiç görünmeden belki hiç okunmadan bi çift göze değmeden giderim buralardan. Belli mi olur belki de tam tersi …