- Gerçekten eleştiriyor muyuz?
- Neye hizmet ettiğimizin farkında mıyız?
- Yürekten yazmak ve ısmarlama yazıları ayırt edebiliyor muyuz?
- Ve samimiyet sınırlarında kalma konusunda ustalığımız var mı?
Genel ilke olarak güç ve gücü yönetenlerle karşı karşıya gelinmek istenmez. Bu canlılığın devamı için anlaşılabilir bir savunma refleksidir. Ancak herkesin aynı önemde ve ciddiyetle sahip olması gereken saygınlık ihtiyacı da vardır. – en azından Aydınlar için böyle- Haliyle saygınlık doğrudan güç ile çatışmayı gerektirir. Bu durumda canlılar ya güç yönetimine dahil olur ya da gücü ele geçirir. Düşük olmayan bir ihtimal de onurunu ve hayatını kaybetmektir.
Bundan böyle ilkeler çerçevesinde gücü cephe almanın tüm sonuçlarını biliyoruz. -Bu arada güç tüm iktidarları temsil eder, bunu böyle değerlendirelim lütfen!-
İktidar ile karşı karşıya gelindiğinde, 4. Soruyu kendimize sormalıyız. Şayet samimiyet ölçütlerine bağlıysak mümkün olduğunca bir çarkın değerli bir parçası olma eğilimi baş gösterir, her iki taraf içinde samimiyet doğal olarak bireyler tarafından gözlemlenebilir ve anlaşılabilir. Hâliyle samimiyet yoksa eleştiri mahiyetindeki tüm çıkarımlar güç- iktidar- tarafından saldırganlık olarak değerlendirilir. Bizler üretimi ve ortak aklı, insanlık adına vizyonumuzu ya zorbalıkla sonuçlandırırız. Veya zorbalığa maruz kalırız.
Bu çıkarım hiçbir tarafın zorbalığını mazur görmez, iktidarlar gerçek, kaliteli ve samimiyet çerçevesinde eleştirilmezse kesinlikle, haddini aşarak kendine ve yönetilenlere zarar verir.
Eğer eleştirilerimiz, bir ürüne dönüşümüyorsa biz sadece, doğada dikkat çekmeye çalışan erkek türler gibi görünmekten öteye gidemeyiz.
Şu Hakikat unutulmamalı: hiç kimse bizim düşündüğümüz kadar APTAL değildir. Bunun tersi de doğrudur. Hiç kimse yüklediğimiz değerde değildir.
Yürekten yazmak, sorusunun cevabına gelince, bir ruha ve hafızaya mutlaka sahip olunmalı bu sebeple tüm yalancılardan daha cesur ve güçlü bir hafızaya da…
Bu yazıyı şu gerekçeyle yazdım. Ne olur, kendimize saygımız olsun.
Sayın Memduh Bayraktaroğlu’nun-Korkusuz Gazetesi yazarı- zevkle okurum. Yerinde eleştirileri ve hafif dokundurmaları ile ustadır.
Ancak; hemen Amerika seçimlerinin akabinde merkez bankası rezervinin kaynağını Venezuelanın lideri! -Biliyorsunuz tartışmalı- MADURO’ ya dayandırması açık bir ISMARLAMA yazıdır.
Zekamızı ve bilincimizi kendimiz için kullanmakta yarar görüyorum.
#SAYGIİLE