Anne/baba / kendini bu soruyu sormakla yetkili gören herkes:
Elalemin oğlu/kızı uzay boşluğundan dünyaya atlıyor ya sen n’apıyorsun?
El cevap:
Başlamaya üşeniyorum :)))
Şu anda bir nevi üşengeçler toplanın çağrısı yapmaya çalışıyorum sanırım. Çünkü ben sizi çok iyi ANLIYORUM
(Baştan söyleyeyim okumaya üşenenler için mümkün olduğunca kısa )
Herkeslerrr tarafından ‘üşengeçlik’ olarak da tanısı konan ‘başlamak korkusu’ diye addettiğim his nedir ne değildir? Efendime söyleyeyim; bende başlamak korkusu şu şekilde başlıyor . (bu his başlarken bu sıkıntıları hiç çekmiyorum ama ) : Yeni bir işe,yeni bir okula , yeni bir ilişkiye, yeni bir hobiye, … hayatımda yeni ile başlayan her şeye karşı geliştirmiş olduğum direnç duygusu..Anti yeni ! … Ne bileyim böyle panik atak gibi deli Dumrul rüzgarlar kafanızdan eserken ayaklarınızın da hem çok çılgınca hem de -kendince-çok mantıklıca nefes nefese geri geri koşması ya da olduğu yere çivi gibi çakılması. Ama kesinlikle İLERİ doğru değil!…Asla !
En baştan söylemeliyim muhakkak ki burada ifade etmeye çalıştığım naçizane hislerimin tıpta çok profesyonelce ve çok bilimsel ve belki çok basit tanımlamaları ve çözümlemeleri var. Fakat ben burada ‘başlamak korkusunu’ hissediyor olma duygusunun nasıl hissettirdiğini ifade etmeye çalışacağım gayet masumane …
Biliyorum insanlar diğer gezegenlere giderken ,uzay boşluğundan dünyaya atlarken (benim bildiğim en son 39 bin metreden) kimisi de; hala benim gibi yeni olan bir şey yapmaya başlamak konusunda direnç geliştiriyor. Ki yine biliyorum ki bir başlayabilsek bizde uzaydan dünyaya atlayabiliriz tabi ki de… ne var bunda atlamaya başladıktan(!) sonra ( sevgiler Felix ) ; (Acaba şu anda nerelerden atlıyor? )
Neyse konumuza dönelim .. Ha bende başlarken geliştirmiş olduğum bu üşengeçliğin nasıl başladığı hakkında hiçbir fikrim yok, yani bir travmamı, bir engellenme mi , bir tembellik mi yani nasıl başladığını bilmiyorum. Ama daha önce de benzettiğim gibi panik atak benzeri belirtiler göstererek -asla daha azı değil – beynimin saniyede 1 milyon km hızla olumlu ve de olumsuz fikir ürettiği ve milyon kez nasıl başlayacağını sil baştan kurgulamaktan bitap düştüğü için hiçbir şeye başlayacak enerji zerresinin kalmadığını fark edip finish deyip sonlandırdığı eylem.. Aslında eylemsizlik kuralı (!) gereği de böyle olabilir Mevcut pozisyonumu korumaya çalıştığım için geçiriyor olabilirim tüm bu deliryum şeysileri! … Bilmiyorum yani … Hep de adını üşengeçlik koymuşlar işte , kimse de demiyor niye bu üşeniyor
Üşenme faslını kısa kesip başladığım her şeyde de hep bir koşullu zorundalık duygusu var zaten
Koşullu zorundalık???
“Başlıyor musun başlayalım mı Karagöz’ün evini taşlayalım mı?” (çocukluktan hep aklımda kalmış bir Karagöz Hacivat tekerlemesi) Bu tekerlemede ki zorundalıktan işte
Edit: üzgünüm o kadar da kısa olmadı 😉