“Keşke bir şiir okumuş, bir kedi sevmiş olsaydınız.”
Bakıyorum da kimse kendisinin istediği gibi yaşayamıyor. Hep bir toplum baskısı hep bir aile darlaması. Kendi isteklerimizi unutup onların bizler için kurduğu hayallerin peşinde koşuyoruz. Neden kimse kendi hayalinin yolcusu olmuyor.? Bu sene insanın konfor alanını kendinin yarattığını yaşayıp gördüm. Öyle başkalarının hayat hikayelerini okuyup gaza gelmeye benzemiyor. Çevreni görüyorsun insanların rahat olup da, senin kıt kanaat geçinmen. Herkesin kendi hayalinin peşinde koşması ve senin sırf ailenin istediklerini yapman.
Şimdi bu yazıyı okuyanlar “ah ya bende böyleyim işte” diyordur. Ulan o zaman bu kendi hayalinin peşinde koşanlar kim? Onu bilemem dostlar ve artık başkaları umrumda değil. Hayatımı kendi istediğim şekilde yaşayıp “elalem ne der?” diye düşünmeden hareket etmeye adadım. Mesela iş çıkışı yolda gördüğüm her kediyi deliler gibi seviyor ve mıncırıyorum, her gece yatmadan o şair senin bu şair benim şiirlerde dolaşıyorum, kitaplarda tanıdığım karakterlere anlatıyorum derdimi. Kimseye söylemeyin ama tanıdığım herkes çok değişik sanki galaksi yalnız onlar için varmış gibi yaşıyorlar. Sanırım bu sayede mutlular.